SDG’nin Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ile daha önce varılan ulusal çözüm anlaşmasını ihlal ederek sahada ayrı bir yapı inşa girişimi, Şam yönetimi tarafından Suriye’nin birlik ruhuna ve devletin bütünlüğünü tehlikeye atan bir tehdit olarak değerlendirildi.
Federalizm Talepleri: Kürt Hakları Maskesi Altında Bölünme Oyunu
Nisan 2025'te PYD ve ENKS başta olmak üzere çeşitli Kürt siyasi gruplarının bir araya gelerek ilan ettikleri “federal, çoğulcu ve demokratik parlamenter sistem” vizyonu, üstü kapalı bir bölünme manifestosu niteliği taşıyor. Kamışlı’da gerçekleştirilen Ulusal Kürt Konferansı ile bu vizyon daha da somutlaştırılırken, özellikle SDG lideri Mazlum Abdi'nin ademi merkeziyetçi anayasa çağrısı ve özerk bölgeler vurgusu, ayrı bir devlet yapısını hedeflediklerini açıkça ortaya koydu.
Ancak Suriye Cumhurbaşkanlığı’nın yaptığı sert açıklamalar, ülkede herhangi bir bölgesel veya etnik tabanlı yapıya izin verilmeyeceğini net bir dille ifade etti. Kürtlerin haklarının ise, yabancı vesayet altında ve ayrı bir çatıda değil, birlik içinde ve tek devlet yapısı altında, tam vatandaşlık hakları çerçevesinde garanti altına alındığı vurgulandı.
SDG'nin Anlaşmazlık Yaratıcı Politikaları
Cumhurbaşkanlık açıklaması, SDG'nin kontrolü altındaki bölgelerde devlet kurumlarının çalışmasını engelleme, kamu hizmetlerini kısıtlama ve ulusal kaynakları tekelleştirme girişimleri konusunda da çok net uyarılar içerdi. Bu tür adımların sadece bölgesel ayrışmayı derinleştireceği, ulusal egemenliğe yönelik bir tehdit oluşturacağı bildirildi. Şam, SDG'yi varılan mutabakata sadık kalmaya ve bütün Suriyelilerin ortak çıkarlarını önceliklendirmeye çağırdı.
Sahada Gerilim Artıyor: SMO'nun Hamleleri ve Türkiye'nin Tavrı
Bölgede artan federalizm ve özerklik girişimleri, sahadaki askeri dengeleri de etkilemiş durumda. Son birkaç haftadır, Suriyeli Muhalif Orduları’nın (SMO) Tışrin Barajı civarında konumladığı görüldü. Ayn el-Arap (Kobani) ve Münbiç çevresinde SMO tarafından YPG/PKK
Aynı dönemde, Türkiye'nin Kobani'ye yönelik askeri hareketlilik için sınır bölgesinde yığınak yaptığına dair bilgiler kamuoyuna yansıdı. Her ne kadar resmi açıklamalar, bu yığınakların kapsamına dair net bir teyit sunmasa da, sahadaki hareketlilik, Türkiye’nin SDG'nin ayrılıkçı hamlelerine karşı teyakkuzda olduğuna işaret ediyor.
Suriye yönetimi, ülkenin toprak ve halk bütünlüğünü “kırmızı çizgi” ilan ederek, her türlü ayrılıkçı girişimin Suriye'nin birliğine ve kimliğine yapılmış bir saldırı olarak kabul edileceğini bildirdi. Bu çizginin ihlali, Şam yönetimi tarafından ulusal mutabakat ruhuna ihanet ve emperyalist projelere hizmet olarak değerlendirilmekte.