Tarihçi Said Alpsoy, nerede durduğu belli olmayan, her kesime farklı oynayan, her kabın şeklini alabilen İlber Ortaylı hakkında eleştirilerde bulundu. Ortaylı'nın bilimsel katkılarının sınırlı olduğunu ve "şovmen" kimliğinin tarihçi kimliğinin önüne geçtiğini belirtti.

Tarihçi Alpsoy, Ortaylı için “(Halil İnalcık da, İlber Ortaylı da) fevkalade Kemalist'tir. Fevkalade resmi ideoloji yanlısıdır. Bu noktada eşitler birbirlerini. Ama ben biri kuyunun dibinde tepesinde derken olaya tamamen profesyonel tarihçilik üzerinden bakıyorum. O zaman o tepede olan Halil İnalcık. Ötekisi tam bir şovmen.” dedi.

“Tarih bilimine kalıcı bir katkı sağladığı söylenemez”

Alpsoy, İlber Ortaylı'nın özellikle 19. yüzyıl Osmanlı tarihi üzerine yaptığı erken dönem çalışmalarını takdir etmekle birlikte, sonraki yıllarda bu alandaki üretiminin önemli ölçüde azaldığını belirtti. "İlber Ortaylı'nın bilimsel değer taşıyan eserlerinin sayısı son derece sınırlıdır," diyen Alpsoy, "19. yüzyıl Osmanlı tarihiyle ilgili doktora tezi ve birkaç makalesi dışında, tarih bilimine kalıcı bir katkı sağladığı söylenemez. Geri kalan zamanını daha çok popüler yayınlara ve televizyon programlarına ayırmıştır," şeklinde konuştu.

İngiltere çöplüğe döndü! Sokaklar haşerelerle doldu İngiltere çöplüğe döndü! Sokaklar haşerelerle doldu

“Eleştirdiği kesimlerce el üstünde tutuluyor”

Ortaylı'nın sık sık polemiklere girdiğini ve İslâm düşmanlığı yaptığını aktaran Alpsoy, Ortaylı’nın sürekli olarak İslâmcı kesimleri ve Türkiye'nin yerli değerlerini aşağıladığını, ancak ironik bir şekilde, eleştirdiği bu kesimler tarafından el üstünde tutulduğunu, bu durum da, Türkiye'deki Müslümancanın eziklik psikolojisinin bir tezahürü olduğunu söyledi.

“Kitaplarında çok sayıda maddi hata var”

Cumhuriyet tarihiyle ilgili yazdığı kitaplarda çok sayıda maddi bilgi hatası tespit ettiğini de ifade eden Alpsoy, Ortaylı'nın bu konudaki yetersizliğine dikkat çekti. "Okuduğum Cumhuriyet tarihiyle ilgili birkaç kitabında onlarca maddi bilgi hatası tespit ettim. Bu hatalar, yoruma açık konular değil, doğrudan tarihi gerçeklere aykırı bilgiler içermektedir," diyen Alpsoy, Ortaylı'nın her konuda uzmanmış gibi davranmasını ve yetersiz bilgiyle yorum yapmasını eleştirdi. "Kendisini her konuda uzman addediyor, bu benim alanım değildir demeden her konuya balıklama atlıyor. Bunun doğal sonucu olarak da bir sürü açık veriyor," şeklinde konuştu.

“İlber Ortaylı daha çok popüler kültür figürüdür”

Halil İnalcık gibi bir tarihçiyle İlber Ortaylı'yı aynı kefeye koymanın büyük bir haksızlık olduğunu belirten Alpsoy, "Halil İnalcık, gerçek bir bilim insanı ve Osmanlı tarihçisiydi. Şovmenlikle uzaktan yakından ilgisi olmamıştır. İnalcık, derin araştırmaları ve titiz çalışmalarıyla tarih bilimine önemli katkılar sağlamıştır. İlber Ortaylı ise, daha çok popüler kültür figürüdür. İkisini bir arada değerlendirmek, Halil İnalcık'ın mirasına saygısızlıktır," dedi.

“Ortaylı ilk bakışta çok cazip görünüyor”

Alpsoy, son olarak Ortaylı'nın tarihçiliğini "plastik şeftali" benzetmesiyle özetledi. "Çinlilerin yaptığı plastik meyveler gibi, İlber Ortaylı da ilk bakışta çok cazip görünüyor. Ancak yakından incelendiğinde içi boş olduğu anlaşılıyor. Göz boyar ama gerçek bir lezzeti yoktur," diyerek sözlerini tamamladı.