Gazze’de Şifa Hastanesi önünde görev yapan gazetecilerin bulunduğu alana İsrail tarafından hava saldırısı düzenlendi. Saldırıda, Filistin halkının sesi olan El Cezire muhabiri Enes el-Şerif ile birlikte dört medya çalışanı daha şehit oldu. Görgü tanıkları, saldırının doğrudan basın çadırını hedef aldığını ve bölgede askeri bir hedef bulunmadığını belirtti.

Önceden Tehdit Edilmişti

Enes el-Şerif, daha önce terörist İsrail yetkililerinin açık tehditlerine maruz kalmış, defalarca hedef gösterilmişti. Buna rağmen Gazze’nin kuzeyinde yaşanan zulmü dünyaya aktarmaya devam eden el-Şerif, savaş boyunca sahadan ayrılmadı. Aralık 2023’te babası da bir saldırıda şehit edilmişti.

Uluslararası Tepki

Uluslararası basın özgürlüğü kuruluşları ve gazetecilik örgütleri, saldırıyı “ifade özgürlüğünü susturma girişimi” olarak nitelendirdi. Açıklamalarda, gazetecilerin savaş alanında korunması gerektiği, ancak terörist İsrail’in sistematik olarak basın mensuplarını hedef aldığı vurgulandı.

Suriye'de iki ABD askeri öldü! Bu da ABD'nin oyunu mu?
Suriye'de iki ABD askeri öldü! Bu da ABD'nin oyunu mu?
İçeriği Görüntüle

Enes el-Şerif Kimdir?

Enes el‑Şerif (Anas Jamal Mahmoud al‑Sharif), 3 Aralık 1996’da Gazze Şeridi’nin Cibaliya Mülteci Kampı’nda dünyaya geldi. Al‑Aksa Üniversitesi Kitle İletişimi Bölümü’nden mezun oldu. Kariyerine Al‑Shamal Medya Ağı'nda gönüllü olarak başlayan Şerif, daha sonra El Cezire Arapça kanalına Gazze muhabiri olarak katıldı. İşgal boyunca Gazze’nin kuzeyinden görev yapan en görünür yüzlerden biri oldu. Babası Aralık 2023’te İsrail saldırısında şehit düşmesine rağmen bölgeyi terk etmedi ve yayınlarına devam etti. İsrail yıllarca onu “Hamas askeri” olmakla yaftalayarak hedef göstermişti.

Şehit Enes el Şerif'in Vasiyeti

Eğer bu satırlar size ulaştıysa bilin ki, İsrail beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başarmıştır. Öncelikle selâmün aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu. Acının her türlüsünü tattım, kaybı ve yokluğu defalarca yaşadım. Buna rağmen hiçbir gün, hakikati olduğu gibi aktarmaktan geri durmadım; ne tahrif ettim ne de çarpıttım. Sessiz kalanlara, katledilmemizi kabullenenlere, yürekleri kıpırdamayanlara ve halkımızın bir buçuk yıldan fazla süredir maruz kaldığı katliamı durdurmayanlara Allah şahit olsun. Müslümanların tacındaki inci, Filistin'i size emanet ediyorum. Hayal kurmaya, güven ve huzur içinde yaşamaya vakit bulamayan halkını ve ezilen genç çocuklarını size emanet ediyorum. Sınırların sizi engellemesine izin vermeyin. Kurtuluşumuza giden yolda köprü olun ki, onur ve özgürlük güneşi gasp edilen ülkemizin üzerine parlasın. Ailemi size emanet ediyorum. Hayal ettiğim gibi büyümesini göremediğim gözbebeğim, canım kızım Şam'ı size emanet ediyorum. Sevgili oğlum Salah'ı size emanet ediyorum. Dualarıyla bu noktaya geldiğim sevgili annemi sana emanet ediyorum. Allah'tan onun gönlünü ferahlatmasını ve kendisine benim adıma mükafat vermesini diliyorum. Hayat arkadaşımı, savaşın bizi aylarca ayırmasına rağmen ahdine sadık kalan, zeytin dalı gibi sarsılmayan, yokluğumda emaneti bütün gücü ve imanıyla taşıyan sevgili eşim Ümmü Salah Beyan'ı da size emanet ediyorum. Sizlere vasiyetim, onların etrafında kenetlenmeniz ve Yüce Allah'ın yolunda onlara destek olmanızdır. Bilin ki ben ilkelerimden asla taviz vermeden ölmüş olacağım. Allah’a yemin ederim ki, O’nun hükmüne razıyım; O’nun huzuruna kavuşacağıma iman ediyorum. Rabbimin katındakinin, dünyadakinden daha hayırlı ve ebedî olduğuna inanıyorum. Allahım, beni şehitler zümresine kabul et, geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla ve kanımı halkım ve ailem için özgürlük yolunu aydınlatan bir nur kıl. Eğer bir kusurum olduysa beni affedin. Bana rahmetle dua edin; zira ben ahdime sadık kaldım, değiştirmedim ve dönmedim. Gazze'yi unutmayın... Dualarınızda beni unutmayın.