Bir gece Ankara'da halkevi salonlarında bir toplantı vardır. Atatürk de o toplantıya gelmiştir. Bir ara Atatürk'ün gözüne bir köşede oturan Kılıç Ali'nin yetmişindeki başörtülü annesi ilişir.

Önce gider yaşlı kadının elini öper. Sonra da "Haydi, şu başörtüyü çıkaralım başımızdan" der. Zavallı ihtiyarcık bir taraftan "Siz önce paşam şu tazelerin başını açın" der. Ama öteki yandan da "Yapma anne" der gibilerinden dudaklarını ısırmakta olan oğluna bakar.

Zaten daha fazla Mustafa Kemal'e dayanabilmesi mümkün değildir. "Canım bunun namahremi mi olur? Biz sizlerin çocuklarıyız." diye ısrar eden Atatürk, örtüyü beyaz saçlı ananın başından çekivermiştir.

(Hikmet Bil, Atatürk'ün Sofrası, 130)