ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Maduro’nun yakalanması için konulan ödülle ilgili bilgilerin güncellendiği bildirildi.
Maduro’nun ABD narkotik yasalarını ihlal ettiğinin kaydedildiği açıklamada, Dışişleri ve Adalet Bakanlıklarının, Venezuela Devlet Başkanı’nın tutuklanması veya mahkum edilmesine yol açacak bilgiler karşılığında Narkotik Ödül Programı (NRP) kapsamında ödül teklifini 50 milyon dolara kadar yükselttiği belirtildi.
Açıklamada, Maduro’nun on yılı aşkın süredir ABD’ye uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu "Cartel de los Soles"in liderliğini yaptığı öne sürülürken, ABD Hazine Bakanlığının 25 Temmuz’da "Cartel de Los Soles"i Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist (SDGT) olarak tanımladığı aktarıldı.
ABD’nin Maduro’yu 2024 seçimlerinin galibi olarak tanımadığı ve kendisini Venezuela Devlet Başkanı olarak kabul etmediği vurgulanan açıklamada, devlet memurları ve çalışanlarının bu ödülden muaf olduğu kaydedildi.
ABD’den Sömürgeci Tavır
Washington, Latin Amerika’da bağımsızlık çizgisinde duran her lideri bir şekilde “suçlu” ilan etmeyi alışkanlık hâline getirdi. Kendi ülkesinde uyuşturucu ağlarını besleyen gerçek odakları görmezden gelirken, seçimle iş başına gelen devlet başkanlarını “narko-terörist” yaftasıyla itibarsızlaştırıyor. Bu tavır, sömürgeci bir üstünlük anlayışını yansıtıyor.
ABD’nin Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’ya yönelik 50 milyon dolarlık ödül kararı, yalnızca “hukuk” veya “suçla mücadele” başlığı altında değerlendirilemeyecek kadar derin bir stratejik boyuta sahip. Washington, görünürde uyuşturucu kaçakçılığı iddialarını öne sürerken, perde arkasında Venezuela’daki enerji kaynakları üzerindeki kontrolünü sürdürmenin yollarını arıyor.
Venezuela, dünyanın en büyük kanıtlanmış petrol rezervlerinden birine sahip. ABD, yıllardır uyguladığı yaptırımlara rağmen Chevron gibi Amerikan enerji devlerine özel lisanslar tanıyarak Caracas’la sınırlı düzeyde petrol ticaretini devam ettiriyor. Bu durum, Washington’un Maduro yönetimini tamamen devirmektense onu ekonomik bir kuşatma altında tutarak kendi çıkarları doğrultusunda manevra alanını daraltma stratejisini gösteriyor.
Enerji kaynaklarına erişim, ABD’nin Latin Amerika’daki nüfuzunu korumasının temel araçlarından biri. Maduro’ya konulan ödül, bu nüfuzun güçlendirilmesi için siyasi baskı ve ekonomik denetim mekanizmalarının bir arada kullanılmasının son örneği. Böylece Washington, hem kendi şirketlerine avantaj sağlıyor hem de Venezuela yönetimini sürekli bir tehdit altında tutuyor.




