ABD Başkanı Donald Trump, 2025 yazında küresel ticaret politikalarında yeni bir sayfa açarak, dünyayı etkileyecek sert gümrük vergilerini duyurdu. Trump, Hindistan’a yüzde 25, Brezilya’ya yüzde 50, Güney Kore’ye ise yüzde 15 vergi uygulanacağını açıkladı. Bu karar, Trump’ın ilk döneminde Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşlarının devamı olarak yorumlanıyor ve “Amerikan üreticisini koruma” söylemiyle meşrulaştırılıyor.
Geçmişten bugüne ticaret savaşlarının seyri
Trump’ın ilk başkanlık döneminde 2018’de başlayan ticaret savaşları, önce Çin’le patlak verdi. ABD, Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 25’i bulan vergiler koyarak küresel tedarik zincirini altüst etti. Biden döneminde bu politikalar yumuşasa da tamamen kalkmadı. 2024’ün sonlarından itibaren ise Trump’ın ikinci döneminde korumacı politikalar yeniden sertleşti. Hindistan, Brezilya ve Güney Kore’ye getirilen yeni vergiler bu sürecin doruk noktası olarak görülüyor.
Hindistan, Brezilya ve Güney Kore’nin tepkileri
Trump’ın hedefinde ilk sırada Hindistan var. Hindistan, Rus petrolü ve BRICS hattındaki rolü nedeniyle “adil ticaret yapmamakla” suçlanıyor. Yeni Delhi yönetimi, misilleme vergileri ve Dünya Ticaret Örgütü’ne başvuru seçeneklerini değerlendiriyor. Brezilya’ya uygulanan yüzde 50 vergi, kahveden hammaddeye kadar geniş bir ihracat kalemini vuracak. Güney Kore ise, Washington ile yapılan müzakere sonrası vergi oranını yüzde 25’ten 15’e düşürmeyi başardı ancak yine de büyük ekonomik kayıp bekleniyor.
Ekonomik ve küresel etkiler
ABD’nin bu kararı kısa vadede milyarlarca dolarlık ek vergi geliri sağlayacak. Ancak ekonomistler, uzun vadede bunun enflasyonu körükleyeceği, tedarik zincirini bozacağı ve küresel ticaret savaşını derinleştireceği uyarısında bulunuyor. ABD iç piyasasında ithal ürün fiyatlarının yükselmesi beklenirken, dünya genelinde korumacılık rüzgârı güçlenecek.
Yeni bir ticaret düzeni mi?
Trump yönetimi, bu vergileri yalnız ekonomik değil, jeopolitik baskı aracı olarak da kullanıyor. Hindistan’ın Rusya ile enerji iş birliği, Brezilya’nın tarım politikaları ve Güney Kore’nin teknoloji yatırımları bu kararların arka planında etkili oldu. Uzmanlar, bu sürecin “yeni bir ticaret bloklaşması” doğurabileceğini, ABD’nin hamlelerinin küresel ekonomik düzeni yıllarca etkileyecek sonuçlar doğuracağını belirtiyor.




