İstanbul İlim ve Kültür Vakfının daveti üzerine konferans vermek için İstanbul'a gelen Yasin, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Kendisini Afro-Amerikalı kıdemli bir Müslüman aktivist olarak tanımlayan Yasin, hayatının son 35 yılını İslam ve Müslümanlar hakkındaki çarpıtma ve yanlış anlamaları ortadan kaldırmaya adadı.

Yasin, bu süre zarfında yaklaşık 90 ülkede konferanslar verdi ve birçok kişinin Müslümanlığı seçmesine vesile oldu.

"Malcolm X, kelebeğe dönüşen bir tırtıl gibiydi, sadece birkaç ay uçtu"

Yasin, Malcolm X hakkındaki soruyu, "Hayatının son dört ayında dünyayı etkileyen en dinamik, etkileyici, açık sözlü insanlardan biriydi." diye yanıtladı.

"Filmi izlemek ve kişi hakkında konuşmak iki farklı şeydir. Otobiyografisini okumak ve hakkında konuşmak iki farklı şeydir." ifadelerini kullanan Yasin, şunları dile getirdi:

"Elimden gelen en iyi şekilde Malcolm X'le, El-Hajj Malik El-Shabazz'la, gerçekten Müslüman olmasından sonra, 1965 yılının ocak ayında tanıştım. Şubat ayında da suikasta uğradı. Ben de 1965 yılının ekim ayında Müslüman oldum. Benden hayatını tarif etmemi isterseniz Malcolm X, kelebeğe dönüşen bir tırtıl gibiydi, sadece birkaç ay uçtu."

Hattat Seyfullah Yılmazsoy ile hat sanatı üzerine Hattat Seyfullah Yılmazsoy ile hat sanatı üzerine

Yasin, kendisi gibi birçok kişinin İslam'ı keşfetmesinde ve Müslüman olmasında Malcolm X'in katalizör görevi gördüğünü söyledi.

"Martin Luther King, asla bir Malcolm X olamadı"

Malcom X'in hayatını davasına adadığını belirten Yasin, bir zamanlar suçlu olduğunu ama samimiyeti sayesinde çok saf bir insan haline geldiğini dile getirdi.

Yasin, "İçki yok, uyuşturucu yok, dans yok, şarkı söylemek yok, sigara içmek yok. Çok ibadet eden bir dindar olmasa da çok disiplinli, çok odaklanmış, çok etkili, çok samimi, çok derin bir düşünürdü. Malcolm X, 1964 yılı kasım civarında hacca gitti, bundan önce farklı bir insandı. O yıl kasımdan 1965 yılının şubat ayına kadar ise kelebek oldu." şeklinde konuştu.

Yasin, Afrikalı Amerikalılar için "Malcolm X'ten öncesi" ve "Malcolm X'ten sonrası" şeklinde iki dönem bulunduğunu ifade ederek, çok değerli bir insan ve ondan daha eğitimli olmasına rağmen Martin Luther King'in asla bir Malcolm X olamadığını söyledi.

"En iyi zamanlarında Papa'dan daha popülerdi"

Malcolm X ile öldürülmesinden birkaç ay önce yüz yüze görüşme fırsatını sadece bir kez elde ettiğini belirten Yasin, Muhammed Ali'yle ise çok yakın arkadaş olduklarını ve iki kere birlikte hacca gittiklerini anlattı.

Yasin, Muhammed Ali hakkında şunları ifade etti:

"O, hayatında iki farklı kişiydi. Birincisi boks, şov dünyasındaki Muhammed Ali'ydi. Diğeri ise çok alçak gönüllü, çok dürüst, çok iyi bir beyefendi ve çok akıllı bir diplomat olan Muhammed Ali'ydi. En iyi zamanlarında Papa'dan daha popülerdi. Dünyada onu Papa'dan daha fazla insan tanıyordu. Kişilik olarak, sıcakkanlı, akıllı, ilkeli, gerçek bir Müslüman'dı. Çok sofistike bir Müslüman değildi ama temiz kalpli ve ilkeliydi."

Yasin, "Hepimiz, Malcolm X ve Muhammed Ali'nin çocuklarıyız. Doğrudan değil ama hepimizde Malcolm X ve Muhammed Ali'ye karşı bir parça, bir sevgi var. 'Hepimiz' derken tüm Afro-Amerikalılar. Her ikisi de dünyayı çok benzersiz bir şekilde etkiledi." dedi.

"Bir suçlu asla rahat uyuyamaz"

İsrail-Filistin çatışmasını da değerlendiren Yasin, "Bu, devam eden bir mesele. Dün olmuş bir şey değil ve Mescid-i Aksa, onu yönetmesi gerekenlerin eline geri dönene kadar da durmayacaktır." ifadelerini kullandı.

"Bir suçlu asla rahat uyuyamaz. Suçlu, kendisine ait olmayan, başkasından aldığı bir evde uyuyamaz, asla rahat edemez." diyen Yasin, olanları asla alkışlamadığını ve Allah'ın öldürmeyi sevmediğini, İsrail'in Filistin'i işgal ederek ve Mescid-i Aksa'ya girerek suç işlediğini belirtti.

Yasin, şöyle konuştu:

"Bence Müslüman dünyası uyanmaya başlıyor. Kendini toparlamaya başlıyor. Müslümanlar, kendilerine döndüklerinde, itaate, Kur'an-ı Kerim'e ve Peygamber'in sevgisine ve davranışına döndüklerinde Allah birçok insanın onları sevmesini sağlayacak ve Allah onlara saygınlıklarını geri verecektir."

"Eğer bir gemi varsa bir kaptanı da vardır"

Müslüman dünyasının saygı duyulacak, masaya oturduğunda kimseye tabi olmayacak bir devlete gereksinim duyduğuna dikkati çeken Yasin, "Müslüman dünyasının bir modele, sosyal bir modele ihtiyacı var. Müslüman dünyasının, mükemmel ya da süper dindar olması gerekmeyen ama saygınlığı olan, becerikli, açık sözlü ve açıkça 'Biz Müslümanız.' diyen bir lidere ihtiyacı var." dedi.

Yasin, tepki vermek için disiplin, kaynak ve saygı gerektiğinin, Türkiye'nin son zamanlarda bunlara sahip olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir uçak varsa bir pilot da vardır. Eğer bir gemi varsa bir kaptanı da vardır. Eğer bir takım varsa bir koç da vardır. Olağanüstü bir şey olduğunu gördüğünüzde liderlik pozisyonunda olan kişiye bakmanız gerekir ve bu, benim için hiç de zor değil. Asyalı değilim, Afrikalı değilim, Arap değilim ama bugün dünyada neredeyse en güçlü ve en saygın Müslüman lider olduğuna inandığım bir kişi varsa o da Sayın (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'dır."