Temmuz 2025’in ortasında Süveyda merkezli çatışmalar, Suriye’nin geçiş dönemi kırılganlığını tüm açıklığıyla ortaya koydu. Günler süren çatışmalarda bini aşkın can kaybı yaşandı, on binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Ağustos başında ABD, Ürdün ve Suriye arasında yapılan temaslarda “kalıcı ateşkes” ve yeniden inşa başlıklarında mutabakat sağlandı. Ancak bölgede gerilim hâlâ tamamen dinmiş değil.
İsrail’in cisimleşen nüfuz stratejisi: “Dürzileri koruma” perdesi
Terörist İsrail, Temmuz ayındaki tırmanış sırasında “Dürzî toplumu koruma” söylemi eşliğinde Suriye içinde hedefler vurdu. Bu müdahaleler, Süveyda’ya insani yardım ulaştırılması için İsrail ile Suriye arasında “koridor” görüşmelerini gündeme getirdi. ABD’nin arabuluculuğunda yürütülen bu temaslar, güney Suriye’de İsrail’in esnek nüfuz alanı kurma stratejisini güçlendirdi.
ABD çizgisi
Washington’un Suriye dosyasındaki yeni temsilcisi Tom Barrack, “ülkeyi birleştirecek yeni hükümetle çalışmaktan başka plan yok” sözleriyle Şam’ı muhatap aldıklarını açıkladı. Ancak aynı süreçte ABD’nin İsrail ve Suriye ile birlikte Süveyda’ya “insani koridor” formülü üzerinde çalışması, söylem ile sahadaki pratik arasında ciddi bir fark olduğunu gösteriyor.
Süveyda’da yerel yapılanma
Çatışmaların ardından Süveyda’da yerel aktörlerin oluşturduğu geçici idari yapı ve komiteler, güvenlikten hizmete pek çok alanda “kendini idare” vurgusunu öne çıkardı. Bu girişimler, Şam’ın sembolik varlığını koruduğu ancak yerelde özerk işleyiş arayışlarının güçlendiği bir düzeni işaret ediyor. Suriye ordusunun şehir merkezinden kademeli çekilişi de yerel güvenlik ihtiyacını artırdı.
Bölgesel diplomasi: Amman hattında yeniden inşa başlıkları
Ürdün, Suriye ve ABD, Ağustos ortasındaki görüşmelerde “kalıcı sükûnet, azınlıkların korunması ve yeniden inşa” konularında çalışma kararı aldı. Suriye’nin ekonomik enkazının boyutu yüz milyarlarca doları buluyor. Körfez sermayesinin olası girişleri ve enerji projeleri yeniden gündeme alınsa da güvenlik riskleri yatırım iştahını sınırlandırıyor.
İsrail’e alan açan denklem
Sahadaki tablo, tek merkezli bir devlet modelinin işlemekte zorlandığı, çok merkezli ve uzlaşmacı bir düzenin öne çıktığı bir yapıyı işaret ediyor. Bu durum, güneyde terörist İsrail’in “insani” gerekçelerle kalıcı nüfuz arayışına zemin hazırlıyor. Parçalı idare ve yerel milis eksenli güvenlik düzeni, dış aktörlerin lehine esneklik üretirken merkezi devletin otoritesini aşındırıyor.
Söylem–saha çelişkisi büyüyor
ABD’nin “merkezileşmeyi destekliyoruz” söylemi, İsrail’in güney Suriye’deki fiili etki alanı hamleleri ve koridor pazarlıklarıyla pratikte çelişiyor. Süveyda’daki Dürzî toplumu güvenlik ve temsil taleplerini yükseltirken, terörist İsrail operasyonlarını “koruma” söylemiyle meşrulaştırarak sahayı kendi lehine şekillendiriyor. Bu denklemin sürdürülebilirliği, Şam’ın yerel güvenliği tek elde toplama kapasitesine ve ABD’nin gerçekten merkezi otoriteyi mi yoksa “yönetilebilir parçalanmayı” mı hedeflediğine bağlı.
Kaynak: The Washington Post, AP News, Al Jazeera





