ABD’deki bankalar ve yatırımcılar, son aylarda Londra’dan rekor seviyede altın transfer etti. Dünya Altın Konseyi’nin verilerine göre, Aralık 2024’ten bu yana New York’taki kasalara yaklaşık 20 milyon ons altın taşındı. Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalata yönelik yeni gümrük tarifeleri planıyla doğrudan bağlantılı görünüyor. Finans uzmanları, ABD’nin küresel ekonomik belirsizliklere karşı tedbir aldığını söylerken, bazı yorumcular bu hareketin Üçüncü Dünya Savaşı’na hazırlık olduğu görüşünde.
ABD Neden Altın Biriktiriyor?
Altın, küresel kriz dönemlerinde güvenli liman olarak görülür. ABD’nin Londra’dan altın çekmesi, küresel finans sistemine duyulan güvenin zayıfladığına işaret ediyor. Ekonomist Muhammet Bayram’a göre, dünya ekonomisi büyük bir dönüşüm sürecinde ve ABD bu değişime hazırlanıyor. Bayram, “Londra’daki altınlar, uzun yıllardır İngiliz-Amerikan finans ortaklığının bir parçasıydı. Ancak ABD, artık kendi ekonomik çıkarlarını önceleyerek altın rezervlerini kendi topraklarına çekiyor” diyor.
Milliyet'in haberine göre, Dünya Altın Konseyi’nin Asya ve Avrupa’dan sorumlu piyasa stratejisti John Reade, CNBC’ye verdiği demeçte, “Bu miktarda altın normalde New York’ta tutulmaz. Ancak sadece olağanüstü durumlarda bu tür büyük transferler gerçekleşir” ifadelerini kullandı.
Bu sevkiyatın ardında, ABD’nin Çin ve Rusya karşısında finansal gücünü pekiştirme çabası olduğu düşünülüyor. Son yıllarda Rusya ve Çin’in de altın rezervlerini artırdığı biliniyor. Batı merkezli finans sistemine olan güvenin azalması, birçok ülkeyi kendi altın rezervlerini kontrol altına almaya yöneltti.
İngiliz-Amerikan Ortaklığı Çatırdıyor mu?
ABD’nin altını Londra’dan çekmesi, küresel ekonomi ve siyaset açısından önemli bir kırılmaya işaret ediyor. Yeminli Mali Müşavir Muhammet Bayram’a göre, bu durum İngiliz-Amerikan ortaklığının sarsıldığına dair ciddi bir gösterge. Avrupa Birliği’nin zayıflaması, İngiltere’nin Brexit sonrası yalnızlaşması ve Çin’in yükselişiyle birlikte ABD, kendi çıkarlarını önceleyen politikalar izlemeye başladı.
Bayram, “Trump yönetimi, ABD ekonomisinin Çin ve Avrupa ile rekabet edebilmesi için korumacı politikalar izliyor. Yeni gümrük tarifeleri ve ticaret savaşları, Washington’un küresel ekonomik gücünü koruma çabasının bir parçası” diyor. Ayrıca, ABD’nin Avrupa’yı Rusya’ya karşı kışkırtarak Avrupa ekonomisini çökerttiğini ve böylece enerji bağımlılığı üzerinden AB’yi kendine muhtaç hale getirdiğini de ekliyor.
Yeni bir savaşın ayak sesleri mi?
Altın sevkiyatları, sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik açıdan da büyük anlam taşıyor. Bayram’a göre, dünyada yeni bir savaşın ayak sesleri duyuluyor:
"Hiçbir devletin ve hiçbir bireyin parası kendi cebinde değilse güvende değildir. ABD’nin altınlarını kendi kasalarına çekmesi, küresel çapta büyük bir kriz ya da savaş hazırlığının işareti olabilir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Avrupa’yı Rusya’ya karşı kışkırtan ABD, şimdi de ekonomik gücünü altın rezervleriyle güvence altına almak istiyor."
Bayram, dünya genelinde merkez bankalarının altın rezervlerini artırmasının, Batı’nın ekonomik sistemine duyulan güvensizliğin bir sonucu olduğunu belirtiyor. Son dönemde Rusya, Çin, Türkiye ve Hindistan gibi ülkelerin altın rezervlerini hızla artırdığı biliniyor.
ABD’nin altın biriktirme hamlesi, dijital para birimlerine ve dolara olan güvenin sarsıldığını da gösteriyor. Bayram’a göre, kripto varlıklar üzerinden yapılan manipülasyonlar ve doların aşırı basılması, küresel sistemin çöküşünü hızlandırıyor. Elon Musk gibi iş insanlarının da savunma sanayi harcamalarına dikkat çekerek altın stoklamanın önemine vurgu yapması, bu hazırlıkların boyutunu gözler önüne seriyor.
Piyasalar Nasıl Etkilenecek?
Altın fiyatları, bu gelişmelerin etkisiyle dalgalı bir seyir izlemeye başladı. Küresel yatırımcılar, güvenli liman olarak altına yönelirken, New York’un yeni bir altın depolama merkezi olup olmayacağı tartışılıyor. Finans uzmanları, ABD’nin bu hamlesinin sadece kısa vadeli bir önlem mi yoksa yeni bir ekonomik stratejinin başlangıcı mı olduğunu zamanın göstereceğini söylüyor.
ABD’nin altın hamlesi, sadece ekonomik bir tedbir mi, yoksa küresel bir savaşın finansal hazırlığı mı? Dünya ekonomisi büyük bir krizle mi karşı karşıya? Önümüzdeki süreç, bu soruların yanıtını netleştirecek.
