Otte, Almanya’nın ekonomik ve siyasi bağımsızlığını kaybettiğini ve sistematik bir sanayisizleşmeyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
‘Almanya artık egemen değil’
Otte, Alman-Rus ilişkilerinin geleceği hakkında karamsar bir tablo çizerek, “Ne yazık ki şu anda ilişkilerin iyileşmesine dair pek umut görmüyorum,” dedi.
2019 yılında Çin ve Batı blokları arasında yeni bir soğuk savaş öngördüğünü hatırlatan Otte, “Egemen Rusya bu iki blok arasında yer alıyor. Şu anda Çin bloğuna daha yakın olsa da kesinlikle bağımsız, egemen bir rota izliyor. Almanya ve mevcut yönetici elitleri ise ABD’ye sıkı sıkıya bağlı durumda,” ifadelerini kullandı.
Donald Trump’ın göreve gelmesiyle Rus-Amerikan ilişkilerinde iyileşme umudunun doğabileceğini ancak Almanya’nın Amerikan yörüngesinde sıkıştığını ve Brüksel ile Washington politikalarının iç içe geçtiğini söyledi. Bu durumun Almanya açısından olumlu bir gelişme getirmeyeceğini vurguladı.
Transatlantik politikanın Almanya’ya maliyetini şu sözlerle özetledi:
“Ne ekonomik, ne güvenlik politikası ne de iç politika açısından bağımsız değiliz. Aslında hiçbir açıdan artık egemen değiliz. Şu anda Amerika’dan gerilimi azaltma sinyalleri gelse de bazı AB devlet ve hükümet başkanları gerilimi tırmandırma, savaş rotasını sürdürme kararı aldı. Kendi vatandaşlarımızın çıkarlarına göre hareket etmeyip yabancı çıkarlara hizmet eden politikalar yürütmeye devam edersek bu, Almanya için çok ama çok dezavantajlı olacaktır. Maalesef bu, 1871’e kadar Almanya’nın kaderiydi ve şimdi yeniden —en geç 2022’den beri, aslında daha da öncesinden beri— egemen değiliz. Tıpkı 1800’de, kısmen 1850’de olduğu gibi yeniden yabancı devletlerin çıkarlarına hizmet eden politikalar yürütüyoruz. Kendi çıkarlarımıza yönelik bir politikaya nasıl dönebileceğimizi şu an için göremiyorum.”
‘Alman ekonomisine karşı savaş uzun süredir devam ediyor’
ABD’nin tehditlerine dikkat çeken Otte, Almanya’ya karşı yürütülen ekonomik savaşa işaret etti:
“Alman ekonomisine karşı savaş uzun süredir devam ediyor. Almanya planlı ve sistematik bir şekilde sanayisizleştiriliyor. Bu, Donald Trump ile başlamadı. Şirketlerin ABD’ye taşınması çağrısı Joe Biden döneminde, oldukça açık ve agresif bir şekilde başladı.”
Dizel skandalına da değinen Otte, bu olayın Alman otomotiv endüstrisine yönelik planlı bir ekonomik saldırı olduğunu savundu.
“Amerika her zaman kendi çıkarlarını gözetir, sadece Trump bunu daha agresif bir şekilde yapıyor. Bazen çok, çok agresif bir şekilde. Örneğin, Grönland’ı satın almak istediğini ve Kanada’nın da ABD’ye katılması gerektiğini söylediğinde olduğu gibi.”
‘Alman iktisadi modeli tehlikede’
Otte, Almanya’nın üretici güçlere dayalı geleneksel ekonomik modelinin tehlikede olduğunu söyledi. Sanayinin birbiri ardına çöktüğünü belirtti:
“Kaynak işletmeleri yabancılara satıldı, bilgisayar endüstrisi 1970-80’lerde kaybedildi. Uzun vadeli bir sanayisizleşme, yoksullaşma ve Alman modelinin yıkımını gözlemliyoruz.”
Friedrich Merz’in “Alman modeli tükendi” çıkışına dikkat çekerek, bunun endişe verici olduğunu belirtti.
“Bizim modelimiz eğitimli, çalışkan bir ulusa ve inovasyona dayanıyordu. Ve tüm bunlar şimdi tehlikede.”
‘Durgunluk değil, çöküş’
Almanya’daki mevcut durumu değerlendiren Otte, sıradan bir ekonomik durgunluk değil, yapısal bir çöküş yaşandığını söyledi:
“Otomotiv sektörünü, kimya sanayisini tasfiye ediyoruz, alternatifimiz olmadan güvenilir enerji kaynaklarından vazgeçiyoruz. Şu anda her şeyi durdursak bile zarar zaten verildi.”
Çözüm için şu önerilerde bulundu:
-
Rus gazının tekrar alınması
-
İş hukukunun reforme edilmesi
-
Gaz ve nükleer santrallerin yeniden devreye sokulması
“Sivil nükleer enerjide liderdik. Her şey doğru yapılırsa toparlanmak 20-30 yıl sürer. Ama korkarım her şey yanlış yapılacak.”
‘Yeşil ekonomi gerçekçi değil’
Yeşil ekonomi kavramını da eleştiren Otte, bunun bürokrasiden ve sertifikalardan ibaret olduğunu söyledi:
“‘Yeşil’ ne anlama geliyor? Gerçekten ekolojik üretim yerel düzeyde, küçük ve orta ölçekli işletmelerde yapılır. Gazdan, petrolden, nükleer enerjiden vazgeçmek çıkmaz bir yoldur. Yenilenebilir kaynaklar temel yükü karşılamıyor: Rüzgar türbinleri ülkeyi çoktan kapladı, güneş ise yetersiz. Gaza, petrole ve nükleer enerjiye ihtiyacımız var. Geri dönüş olmadan ilerlemek mümkün değil.