Metinde Cumhuriyet, ‘ışık’, ‘güneş’, ‘tarih’, ‘hayat’, ‘sevgi’ gibi mecazlarla yüceltilirken; “Cumhuriyet bir dindir, o oldukça ezan sesleri hiç susmayacaktır” ifadesiyle sadece rejimin değil, güya dinin de alternatifi olarak sunuluyor.
Bu ifade, kemalist rejimin kuruluşundan bu yana beyhude şekilde sürdürdüğü 'alternatif din inşası' arayışının, zırvalık boyutuna ulaşan bir itirafı olarak dikkat çekiyor. Kemalizm, Batı’dan devşirdiği değerlerle bir ‘iman alternatifi’ kurgularken, aslında kendi iç çelişkisini de ifşa ediyor.
Cumhuriyetin bir "din" olarak tanımlanması, sadece bir mecaz ya da coşkulu bir ifade değil, laiklik maskesi altında yürütülen ideolojik dayatmanın itirafıdır. Sözde "laik" olan bu rejim, aslında kendi kutsallarını, kendi haram-helal sistemini, kendi peygamberlerini, kendi kıblegahını oluşturmuş ve bu sahte dinin eğitimden sanata, hukuktan askeriye ve medyaya kadar her alanda tek din olarak kabul edilmesini istemiştir.
Kemalist meczupluk!..
“Cumhuriyet bir dindir” diyen zihniyet, ezanı Türkçeye çeviren, Kur’ân kurslarını kapatan, başörtüsünü yasaklayan, camileri ahıra çeviren ve İmam Hatip liselerini dahi birer “rejim aparatı” hâline getirmeye çalışan zihniyettir. Bugün hâlâ çocuklara böyle metinlerin dağıtılıyor olması, bu din dışı ideolojinin hâlâ diriltildiğini, yeni nesillere bir iman alternatifi olarak sunulmak istendiğini göstermektedir.
“Millî Eğitim” uyuya dursun, metinde geçen ifade, kendi çocuklarını şuurlu bir şekilde yetiştirmek isteyen bir veli tarafından fark edilerek durduruldu!
