Değerler; psikolojik, sosyal, hukuki, ekonomik ve siyasi hayatımızın işaret taşları durumundadır. Değerler; kaynağını inanç ve ahlak kurallarından almak zorundadır. Çünkü; değerlerin muhatabı insan ve onun psikolojik, sosyal tutumları veya eylemleridir. Bu yüzden; değerlerin hakim olmadığı bir sosyal sistemde; kişilerin, grupların veya rastlantıların hakimiyeti söz konusu olacaktır. Bu durum da insan için bir onur kaybı demektir. Çünkü insan; inanıp, güvendiği fikir ve anlayışlara göre hareket etmesi gereken, idrak ve muhakeme sahibi mükemmel bir varlıktır. Onun, kendi iradesi ve seçimi olmadan belli kural ve yaptırımlara mahkum olması, insan onurunun aşağılanması olacaktır.

Temel değerlerin başı ahlak

Ahlak müessesesi, dinlerin de varlığıyla değerlerin son derece etkin bir yapıda ortaya çıkmasına ve sosyal sistemin güçlenmesine imkan vermektedir. Ahlak, toplum fertlerinin ortak duygu ve düşüncelerini yansıtır. Ahlak dinin öngördüğü faziletli hayatı pratiğe dökerek onun emirlerinin sadece birer dogma olarak kalmasının önüne geçer, insanlar üzerindeki kalıcı etkisini arttırır. İbadetler ahlak üzerinde olgunlaştırıcı bir rol oynarken, ahlak da ibadetlerin kemâline katkı yapar.

Semîr Hâfız’ın ardından…
Semîr Hâfız’ın ardından…
İçeriği Görüntüle

İslam dini, değerler konusunda büyük hassasiyete sahip bir dindir ve insanın tüm davranış sisteminin değerler üzerine odaklanmasını hedef edinir:

Değerler dini sistemin önemli bir bileşenidir. Öte yandan, değerler uyum sağlama, ego savunma, bilgi ve kendini gerçekleştirme gibi fonksiyonlara sahiptir. Ayrıca onlar, eylem sistemlerini organize etme standartlarını belirler ve insan davranışının önemli belirleyicileri olarak kabul edilirler.

Değerin yeri gönülden gelir

İstediğiniz şeyi, bir kimseye zorla yaptırabilirsiniz ancak herhangi bir kişiye bir değeri zorla benimsetmek mümkün değildir. Değerler, gönüllü itaatle öğrenilir. Baskı kurma, zorlama ve tehditle, değerlerin yaşantıya geçirilmesi söz konusu olamaz. Bu sebeple değerlerin en iyi öğretilme yolu, temsil ettiği kavramların sevdirilmesidir. Sevgiyle beslenen değerler, toplum tarafından kolayca benimsenir. Erdemleri zorla kabul ettirmek, onların hayat geçirilme süresini uzatır. İlahi dinlerin yayılması ve başarı olmasının en büyük sebeplerinden biri, insanlarda değerlere karşı sevgi uyandırmasıdır.

Sosyal bir varlık olarak insan toplum içerisinde yaşamak ve toplumun değerlerini, inançlarını, davranış biçimlerini dikkate almak zorundadır. Sosyal hayata uyum, ömür boyu devam eden bir süreçtir. Bu süreç ferdin hem sosyal bir varlık olabilmesini, hem de toplumun sürekliliğini sağlamaktadır. Ortak değerler, sosyal dayanışmayı meydana getiren ve sürekli kılan en önemli faktörlerdendir.

Değerlerin içtimaî hayattaki ehemmiyeti

Toplumsal değerler toplumsal yapı ve toplumsal düzenin devamlılığı için çok önemlidir. Aile, din, hukuk, eğitim, ekonomi gibi kurumlar toplumsal değerlerin etkisi altında şekillenmediği zaman, etkisi azalır ve toplum tarafından da gereği şekilde sahiplenme imkanını kaybedebilir. Toplumsal kurum ve gruplar sayesinde, toplumsal değerler nesilden nesile aktarılır.

Değerler, motivasyonu sağlayan en güçlü araçlardır. Kötü bir alışkanlığı değiştirmenin en iyi yolu, temel değerlere dayandırılan bir açıklama yapmaktır. İnsanlarla kaynaşmanın ve yakınlaşmanın en etkili yolu onların temel değerlerini önem sıralarına göre bilmektir. Bu sebeple “değerler hiyerarşisi”ni bilmeliyiz. Bu çalışmalarda değerler sosyolojisi, yolumuzu aydınlatabilir.

Temelde toplumsal değerler, tüm insanları ilgilendirmesi bakımından evrenseldir. Değerlerin evrensel niteliklerinin yanı sıra, çeşitli toplumlar ve uluslar açısından algılanma durumlarına göre ulusal değerler olarak adlandırılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında evrensel değerler tüm dünyayı ilgilendirir. Ulusal değerler ise o ulusun duygularını, düşünce ve inançlarını ifade eden değerlerdir. Her ulusun bağlı olduğu ve uğruna fedakârlıklara hazır bulunduğu, ulusları ulus yapan değerler, evrensel olmaktan çok o ulusa ait özellikleri bildirdiğinden ulusal değer olarak karşımıza çıkmaktadır.

İzafî değerler

Değerlerin evrensel değer olarak adlandırılması, bütün toplumlarda görülen tutum ve davranış özellikleri ile ortak kurumların varlığından kaynaklanan bir açıklamadır. Böyle bir yaklaşım ile değerlerin aynı fonksiyon ve amaç etrafında şekillendiğini kabul edemiyoruz. Mesala, Ahlak; her toplumda veya medeniyet anlayışında farklı öz, metod ve özelliklere sahiptir. Ahlak kelimesi ile nasıl bir kavramsal anlayışın kastedildiğini anlamak mümkün olmamaktadır. Veya, ahlak ile nasıl bir hiyerarşik düzen veya otoriteden bahsedildiği konusunda, ortak bir anlayış da bulunmamaktadır. Böylece değerler konusunda, ortak bir zemin bulmak kolay değildir. Çünkü, 'değerler'den amaç, belli bir inanç, anlayış ve fikriyatı insanlara benimsetmektir. Daha doğrusu, insanların anlayabildiği ve anlaşabildiği “ortak bir sosyal zemin” i hazırlamaya çalışmaktır.

Prof. Dr. Sami Şener, Mirat Haber