Türkiye'de mülteci düşmanlığı her geçen gün artıyor. Belli ki içerideki kuklalar dışarıdan desteklenerek hareket ediyor. Bu ırkçılık da tamamen Araplar üzerinden yapılıyor. 

Sabah Gazetesi köşe yazarı Haşmet Babaoğlu, "Çalışılmış, çalıştırılmış hareketler" başlıklı yazısında bu meseleye temas ediyor ve "Avrupa'nın ve Orta Doğu'daki bir iki malum ülkenin istihbarat güçleri yeniden çalışmaya başladılar. Bu tablo açık biçimde üzerinde "çalışılmış" planlara ve hareketlere dayanıyor." diyor.

İşte Babaoğlu'nun yazısı:

Hep gücenik...
İçi hınç dolu...
Şiddete meftun...
Mavi gözlü ve sarışın olmayan yabancılara karşı ırkçı, ayrımcı...
Her anlaşmazlıkta çeteleşiveren...
Ve sevgisi yan gelip yatan, nefreti ortalığı karıştıran bir toplum...
İçine düşürüldüğümüz manzara bu!

***

"Yok, doğru değil, abartı canım bütün bunlar!" diyecekseniz, derdinizi gidin de sokaktaki insana anlatın, bakalım ne diyecek...
Tamam, sosyal medyanın bu manzarada payı büyük.
Sosyal medya büyütüyor, odaklandırıyor, yayıyor; doğru!
Ancak sokakta eline her bıçak alanın birinin arkasından koşturduğu gerçek...
Trafik kavgaları artık itişip kakışmakla bitmiyor, silahlar çekiliyor, bu da gerçek...
Arap turistlerin itilip kakılması, horlanması açık gerçek...
Mültecileri otobüsten atanlar, peşlerine takılıp evlerine kadar kovalayanlar "sanal hikayeler"in kahramanları değiller, gerçek kişiler.
Toplumun her kesimini birbirine karşı düşmanlaştırmayı hedefleyen kışkırtıcı söylemler ve eylemler gerçek...

***

Giderek kitlesel bir biçimde yozlaşan ve fosilleşen bir nesille karşı karşıyayız Giderek kitlesel bir biçimde yozlaşan ve fosilleşen bir nesille karşı karşıyayız

Zamanlama manidar.
Seçimlerden önce, muhalefete yakın marjinal kesimlere bakarak böyle bir tablonun "mayalandırıldığı"nı az çok sezmiştik...
Seçim bitti ve sanki düğmeye basıldı.
Hiç tesadüf falan değil, olamaz!
Sokak hayvanları meselesinden, halkın inanç dünyasına dair saçma sapan atıp tutmalara kadar geniş bir yelpazede huzursuzluk üretimi var.

***

Bir odak bunun için çalışıyor, besbelli.
Öyle gizemli, karanlık veya bulanık bir şeyden bahsetmiyorum.
Bir "odak" derken direk olarak "dışarısı"nı kastediyorum...
Bana öyle geliyor ki...
Avrupa'nın ve Orta Doğu'daki bir iki malum ülkenin istihbarat güçleri yeniden çalışmaya başladılar.
Bu tablo açık biçimde üzerinde "çalışılmış" planlara ve hareketlere dayanıyor.

***

O halde...
Her şeyden önce aile büyükleri gençlere göz kulak olup uyarmalı..
Halk sakin kalmalı ama devlet aktif olmalı...
Şu net! Devletin elini sokakta görmeliyiz.
"Bir görelim bakalım, ne oluyor?" diyerek vakit kaybedemeyiz.