TBMM’de Hilafet’in ilgasının görüşüldüğü celsede, Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey’in, görüşülenin ne olduğunu en net ve kesin şekilde izah eden konuşması:

Efendiler Türkiye Milleti bundan üç sene mukaddem akdettiği ilk celsesiyle bu kararını vermiştir. Fakat bizim bu kararımızı anlamak istemiyen insanlara ve milletlere bir daha hitabediyoruz ve diyoruz ki; efendiler, Türk Milleti hukukunu bilfiil idare etmek için tuğyan etmiş ve karşısında şahsi hiçbir kudret görmüyor. Bizim kanunlarımızı inkâr edenler, işte o kanunlar uğrunda milletimiz binlerce insan kurban verdi. Âşıkı bulunduğu hâkimiyeti milliye uğrunda üç sene felâketten felâkete atıldı. Nihayet saadete kavuştu, bizi bu saadete eriştiren kanunlar uğruna bundan sonra da icabederse yine aynı fedakârlığı ihtiyar edeceğiz. (Bravo sadaları) Biz koyun sürüsü değiliz. Bizi çobanların taksimatı gibi memleketimizi taksim ettirmeye, iradelerle insanları öteye beriye iradesiz sürüklemeye, bunlara nihayet verdik. Harbi da bu dimağ yapacak, sulbü de bu dimağ yapacak, ipi de bu dimağ çekecektir. (Bravo sadaları) Binaenaleyh yeni bir şey yapmıyoruz. Efendiler. Üç seneden beri yaptığınız kanunları bir daha ilân ediyoruz. İkinci bir şık olarak Makamı Muallâyı Hilâfet, o makam uğrunda tarihi açarsanız bu uğurda belki birkaç milyon Türk evlâdı şehid olmuştur. Kurban olmuştur. Onlardan hâsıl olan kan deryasının ortasında mukaddes bir ada mahiyetinde ancak Türk Milletinin hakkı olarak görünmektedir. İşte biz ona Makamı Hilâfet diyoruz. Bu Türk Milletinin hakkı sarihidir. Ve İslâm alemdarı olan bizler İslâm kardeşlerimize diyoruz ki; vahdeti İslâmiyeyi etrafında, toplıyan bir akide vardır. Etrafında toplıyan bir kitabın icabatının hâmisi olarak bu millet kendisini tanıyor. Mümessil olarak göstermek için de bir adam gösteriyor. Projektör olarak bir adam gösteriyor ve ona muhterem insan diyorlar. O ne vakit muhterem olur? Ne vakit? Heyeti Muhteremenizin karariyle, mümessili olan insanların dimağında bir melce’ bulmakla olur. Çünkü hak bizimdir. Biz düşmanlarımızla harben mücadele ettik. Şimdi kavuşmamıza engel olmak istiyen, öteden beri Sarayın sefahetinden mutena‘im olan insanlar bir türlü makamlarından ayrılmak istemiyorlar. Efendiler bu Millet Meclisi artık; yüz, iki yüz, üç yüz zavallı sefil insanlar için bu milleti hiçbir kimseye hizmetçi edemez. (Bravo sesleri) Şahsi irade ile adam beslemeye vaktimiz yok. Hizmet ile adam besleriz. (Bravo sesleri) İşte o adamlardır ki geçinmelerinden âciz, debdebe, darata alışkın ve nafi hiçbir hizmeti olmayıp ancak zevklerinden ayrılamıyorlar. Onun için ne yapsınlar aciz tanıdıkları Türk milletini birkaç asır beyhude çalıştırdılar. Bundan sonra yine çalıştırmak istiyorlar. Hayır efendiler. Veda bundan sonra bin vedâ...