Dialogue Works YouTube kanalına konuk olan ekonomistler Michael Hudson ve Richard D. Wolff, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya ait 300 milyar dolarlık rezerve el koyma planının, Batı liderliğindeki finansal düzenin sonunu getiren “çılgınca” bir adım olduğunu savundu.

Uzmanlara göre bu hamle, diğer ülkelerin Batı sistemine olan güvenini bütünüyle yok ederek küresel güneyi altın gibi alternatiflere yöneltiyor ve bu, “gözlerimizin önünde ölmekte olan bir imparatorluğun” en bariz işareti olarak öne çıkıyor.

“Diğer ülkeler artık güvende hissetmiyor”

Ekonomist Michael Hudson, Batı’nın Rusya’nın altın ve dolar rezervlerini dondurma ve müsadere etme kararının ardından diğer ülkelerin kendi varlıklarının güvenliğinden endişe duymaya başladığını belirtti.

Hudson, “Açıkçası diğer ülkeler kendilerini güvende hissetmiyor. Bu yüzden altın alıyorlar. Altın fiyatlarındaki ve merkez bankalarının altın varlıklarındaki artış, küresel çoğunluğun, yani Çin, Rusya ve diğer ülkelerin uluslararası birikimlerini Londra veya New York’ta tutmaya bir alternatif yaratma arayışını yansıtıyor” diye konuştu.

Hudson, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ülkelerin döviz kurlarını yönetmek için rezervlerini New York ve Londra’da tuttuğunu, ancak bu sistemin artık güvenli ve geçerli olmadığını ifade etti.

Hudson, “1945’ten kalma bu köhne sistem birdenbire güvensiz ve dolayısıyla modası geçmiş hale getirildi” dedi.

“Rusya’nın varlıkları Ukrayna’daki kleptokratlara gidiyor”

Hudson, AB’nin Rusya’dan müsadere ettiği 300 milyar doları Ukrayna’ya nasıl vereceğini tartıştığını, ancak bu paranın Ukrayna halkına gitmeyeceğini söyledi. Hudson, şu ifadeleri kullandı:

“Amerika’nın Ukrayna’ya verdiği para halka gitmiyor. Bu para, ‘son Ukraynalıya kadar savaşmaya hazırız’ diyen kleptokratlara gidiyor. Bu paranın tamamı aslında Ukrayna’ya değil, ülkeyi yöneten neo-Nazilere, Azov taburuna gidiyor.”

“Altın da tam bir çözüm değil”

Ülkelerin dolardan kaçarak altına yönelmesinin de tam bir çözüm olmadığını belirten Hudson, Batı’nın diğer ülkelerin altınlarına da el koyabildiğini hatırlattı.

Hudson, “Venezuela rezervlerini altına yatırdı ve Londra Bankası’nda tuttu. Ancak İngiltere Bankası Venezuela’nın altınına el koydu. Görünüşe göre ABD de Almanya’nın altınına el koymuş durumda” dedi.

Birkaç yıl önce Almanya’nın New York’taki Federal Rezerv’den altın rezervlerinin iadesini talep ettiğini ancak ABD’nin “Bu altın çok ağır, bunun için uçak bulmamız gerekecek” yanıtını verdiğini aktaran Hudson, o günden bu yana konudan bir haber alınamadığını söyledi.

Hudson, “Alman siyasetçiler bu konuda cevap vermiyor. Kimse Almanya’nın altınının neden geri alınamadığını öğrenemiyor. ABD, Almanya’nın ve Avrupa’nın geri kalanının altınını elinde tutmaya devam ediyor” diye ekledi.

“İmparatorluğun sonunu izliyoruz”

Ekonomist Richard D. Wolff ise yaşananları “imparatorluğun sonu” olarak nitelendirdi. Wolff, Batı’nın bu adımlarının, artık işlevini yitirmiş bir imparatorluğun çaresizliğini gösterdiğini savundu.

Wolff, şu kritik soruyu gündeme getirdi:

“Çin’in 750 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili var. ABD’nin onlara ‘Bunlar artık tuvalet kağıdı, size ne faizini ne de anaparasını ödemeyeceğiz’ demesini ne engelleyebilir? Bu çılgınca bir durum. Şu anda izlediğimiz şey, imparatorluğun sonudur. Bunlar, bir imparatorluk artık işlevini yerine getiremediğinde yaşanan türden şeylerdir.”

Wolff, ABD’nin dünyaya “Paranızı burada tutabilirsiniz çünkü biz servetinizi saklayabileceğiniz en güvenli yeriz” mesajı verdiğini, ancak Rusya’nın varlıklarına el koyarak bu güveni temelden yıktığını belirtti.

Wolff, “İmparator artık bunu yapabilecek durumda değil. Servetinizi buraya getirerek aslında o serveti garanti etme kabiliyetimizi finanse ediyorsunuz. İmparatorluk budur. İngilizlerin geçen yüzyılda yaptığı da buydu. Ama artık bunu yapamıyor” dedi.

“Ukrayna savaşı bir metafor”

Wolff, Ukrayna’daki savaşın Batı’nın başarısızlığının bir metaforu olduğunu ve her gerilimi atırma hamlesinin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

F-16’lar, Abrams tankları ve çeşitli füze sistemlerinin durumu değiştirmediğini belirten Wolff, sözlerini şöyle tamamladı:

“Her adımda yaşanan tırmanma, önceki adımların işe yaramadığını gösteriyor. Ukrayna çöküyor. Avrupalılar ve Amerikalılar arasında şimdiden büyük bir suçlama oyunu başladı: ‘Hata kimde?’ Bu suçlama oyunu, imparatorluğun dağılmakta olduğunun bir başka işareti olacak.”

Bir istismar aracı olarak Atatürk
Bir istismar aracı olarak Atatürk
İçeriği Görüntüle

Kaynak: harici.com.tr