Çelişkili veriler ve zorunlu karar

Fed'in kararına gerekçe olarak sunulan metin, sistemin içinde bulunduğu açmazın bir işareti olarak yorumlanıyor. Bir yanda yılın ilk yarısında ekonomik büyümenin "ılımlı" hale geldiği, istihdam artışının yavaşladığı ve işsizliğin %4,3'e yükseldiği belirtilirken; diğer yanda enflasyonun hızlandığı ve yıllık %2,9 ile hedeflerin üzerinde kalmaya devam ettiği itiraf ediliyor. Bu çelişkili tablo, Fed'in hem yavaşlayan ekonomiyi canlandırmak hem de yüksek enflasyonla mücadele etmek gibi birbiriyle zıt iki hedef arasında sıkıştığını gösteriyor.

İçerideki çatlak

Kararın 11'e karşı 1 oyla alınması, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) içindeki görüş ayrılıklarını da ortaya koydu. Trump tarafından atanan Stephen Miran'ın 50 baz puanlık daha agresif bir indirim talep etmesi, ekonomideki tehlikenin boyutlarına dair içeriden gelen bir uyarı olarak dikkat çekti.

Fed'in açıkladığı gelecek projeksiyonları ise karamsar tabloyu pekiştiriyor. Banka, 2025, 2026 ve 2027 yılları için faiz beklentilerini aşağı yönlü revize ederek, faiz indirimlerinin devamının geleceği sinyalini verdi. Bu durum, ekonomideki yavaşlamanın geçici bir durum olmadığının ve daha derin bir durgunluk endişesinin Fed tarafından da satın alındığının bir kanıtı niteliğinde. Özellikle 2026 yılı için enflasyon tahmininin %2,4'ten %2,6'ya yükseltilmesine rağmen faiz indirimlerinin planlanması, Fed'in enflasyondan ziyade ekonomik çöküş riskini önceliklendirdiğini ortaya koyuyor.

En son Aralık 2024'te faiz indiren ve 2025'in büyük bölümünü pas geçerek bekleyen Fed, nihayetinde kötüleşen ekonomik verilere teslim oldu. Bu faiz indirimi küresel piyasalara yönelik bir rahatlatma hamlesi gibi görünse de, ekonomistler tarafından ABD ekonomisinin soğumaya başladığının ve stagflasyon (durgunluk içinde enflasyon) riskinin giderek ciddileştiğinin resmî bir ilanı olarak görülüyor.

11’inci Yargı Paketi komisyondan geçti
11’inci Yargı Paketi komisyondan geçti
İçeriği Görüntüle