Teknokratlardan oluşan ve 42 kişilik bir listeden titizlikle seçilen idari komite, bölgenin yönetimini üstleniyor. Bu komitenin başkanlık makamında ise Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan bulunuyor.
Bölgedeki istikrarın ve güvenliğin en büyük teminatı olarak Türkiye öne çıkıyor. Vaşington yönetimi, Türkiye’nin Filistin davasındaki samimiyetini ve bölge halkıyla olan tarihi ve kültürel bağlarını bildiği için, Türk askerinin Gazze’deki varlığını elzem görüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahada aktif rol alması, hem kalıcı huzurun sağlanmasına hem de işgalci unsurların Gazze’den tamamen temizlenmesi sürecine doğrudan katkı sunuyor. Vaşington, Türkiye’yi bu süreçte en yetkin ve güvenilir güç olarak tanımlıyor.
Kurulması planlanan uluslararası istikrar gücü, terörist İsrail’in Gazze’den tamamen ve kademeli olarak defedilmesi görevini yürütüyor. Bu askeri varlık, direnişin meşru haklarını kısıtlamak yerine, Filistinli sivillerin korunması ve işgalci güçlerle sivil yerleşim birimleri arasında aşılmaz bir bariyer oluşturulması gayesine hizmet ediyor. Doha’da yapılan üst düzey görüşmelerde, bu gücün komuta yapısı ve lojistik ihtiyaçları büyük oranda netleşti.
Siyonist rejimin başındaki Netanyahu ile Trump arasında gerçekleşecek olan zirve, işgalci güçlerin bölgedeki baskısının kırılması açısından belirleyici bir eşik konumunda. Trump yönetiminin, Netanyahu üzerinde yoğun bir baskı kurarak Türk askerinin ve uluslararası barış gücünün bölgeye girişini hızlandırması bekleniyor.
Kaynak: turkish.aawsat.com




