İngiliz The Economist dergisinin aktardığına göre, tıbbî alanda saygın bir yayın olan The Lancet dergisi, Gazze'deki şehit sayısına dair çarpıcı bir çalışmaya yer verdi. Araştırma, siyonist İsrail rejiminin yürüttüğü savaşın bilançosunun resmî açıklamalardan çok daha ağır olduğunu ortaya koyuyor.

5 Mayıs 2025’e kadar Gazze Sağlık Bakanlığı’nın bildirdiği resmî verilere göre 52.615 kişi şehit oldu. Ancak bu rakamların gerçek tabloyu yansıtmadığı, şehit sayısının %46 ile %107 oranında daha fazla olabileceği belirtiliyor. Buna göre, gerçek kayıp sayısı 77 bin ile 109 bin arasında olabilir. Bu da savaş öncesi Gazze nüfusunun yaklaşık %5’ine tekabül ediyor.

ABD Temsilciler Meclisi WhatsApp'ı yasakladı
ABD Temsilciler Meclisi WhatsApp'ı yasakladı
İçeriği Görüntüle

Rakamların Ötesinde Bir Soykırım

Savaş ortamında günlük şehit sayısını detaylı biçimde kaydetmek ender rastlanan bir durumken, Gazze yetkililerinin bu kadar ayrıntılı veri sunması, bir yandan vahşetin boyutunu belgelemeye çalıştıklarını gösteriyor. Ancak İsrail'in sistematik bir şekilde sağlık altyapısını ve arşiv kurumlarını hedef alması, bu belgelerin güvenilirliğini zamanla yok etmeyi amaçlıyor.

İsrail’in iddiasına göre, Gazze Sağlık Bakanlığı sivil halkla direniş mensuplarını ayırt etmiyor. Ocak ayında İsrail kaynakları, 20 bin şehidin direniş mensubu olduğunu ileri sürmüştü. Bu, hem propagandaya hem de Batı kamuoyunu yanıltmaya yönelik klasik bir dezenformasyon stratejisidir. Zira düşmanın, direnişi terör olarak etiketlemesi ve şehitlerin meşruiyetini sorgulaması, siyonist zihniyetin tipik bir yansımasıdır.

Yok Sayılan Şehitler ve İmha Edilen Tanıklık

Araştırmacılar, Sağlık Bakanlığı'nın iki ana listesini ve sosyal medyada paylaşılan şehit kayıtlarını karşılaştırdı. Üç farklı veri tabanında yapılan karşılaştırmalar neticesinde ciddi oranda örtüşmeyen isimler tespit edildi. Bu durum, birçok şehidin ya hiç kayda geçmediğini ya da sonradan kayıtlardan çıkarıldığını ortaya koyuyor. Nitekim çalışmada, 3952 kişinin önce listelere alınıp sonra silindiği belirlendi.

Dahası, sağlık sisteminin çökmesiyle birlikte tedavi edilemeyen hastalar, açlık, susuzluk, ilaçsızlık gibi dolaylı sebeplerle hayatını kaybedenlerin sayısı da tam olarak bilinmiyor. Bu durum, Gazze’deki insanî felaketin sadece doğrudan bombalamalarla sınırlı kalmadığını, topyekûn bir imha stratejisinin yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.