Toplumsal cinsiyet adı altında LGBT örgütlerine destek sürdüğü gibi, cinsiyetsizleştirmeye yönelik programlar da her geçen gün artıyor.

Toplumsal cinsiyet adı altında hiç de masum olmayan kimliksizleştirme operasyonu için eğitimci-yazar Işıl Çetin, Batı’nın doğal cinsiyeti yok sayarak, kişiye sınırsız cinsel özgürlükler ve cinsiyet özgürlüğü sunarak bu teorisi ile aileyi doğrudan hedef aldığını dile getirdi.

Çetin, bununla birlikte Batı’nın sunduğu sahte özgürlüklerin içine etnik köken ve ırk bağlamında ayrışmayı da ekleyerek bölücülük ile feminizm kardeşliğini peyda ettiğine değindi.

Çetin, “Batı, cinsel yönelim özgürlüğü adı altında LGBTİ dayatmasını hayata geçirmiş oluyor. Amacı milli devletleri içerden kuşatmak, yurttaşları milli değerlerinden koparmak, kimliksizleştirmek. Bu araçlar bazen fonladığı kurumlar, fonladığı aktivistler, bazen de var olan kurumların içinde kendini gösteriyor.

Hatırlanacağı üzere LGBTİ örgütlerinin Fahri Üyesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şubat ayında "etnik köken ve cinsel yönelim dezavantaj olmaktan çıkarılacak" vaatlerinde bulunmuş, bu vaatlerini de resimleriyle birlikte panolardan ilan etmişti. Geçen hafta da yasal düzenlemelere ilişkin çalışmaları yürütmek amacıyla gençlik kollarının bünyesinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonunu” kurduklarını ilan ettiler.

CHP, bu komisyon ile Batı’daki dostlarının destekleriyle toplumsal cinsiyeti kurumsallaştırırken, bir yandan da LGBTİ hareketini partileşme sürecinin içine resmen dahil etmiş oldu.” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun gençliği, kati pirilerin gençliği ile kol kola

CHP’nin, vaatlerini gerçekleştirme adımı olarak kurduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu toplantısı öncesinde, Avrupa’daki dostlarıyla LGBTİ hakları üzerine birçok ortak çalışma içinde bulunduğunu aktaran Çetin, “CHP’nin en dikkat çeken toplantısı 8 Mart günü CHP Gençlik kolları ve Young European Socialists (YES) gençliği ile yapıldı. YES, Avrupa Sosyalistleri ve Demokratlar Partisinin (PES) gençlik kolları. PES, Avrupa genelinde 33 üye, 12 ortak ve 2 gözlemci parti ile birlikte demokrasi, barış, adalet adına Avrupa için mücadele eden bir çatı oluşum. PES’ e bağlı olarak Avrupa Parlamentosunda Sosyalistler ve Demokratlar ittifakı (S&D) ve LGBTİ çalışmalarını yürüten RAİNBOW ROSE BOARD adı altında bir çalışma grubu bulunmakta. Avrupa Parlamentosundaki ittifakın 2019 yılında başkan yardımcılığı görevini Türkiye düşmanı çalışmalara önderlik eden, PKK ve FETÖ dostu, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri yürütmüştü. Kati Piri, Türkiye düşmanlığının yanı sıra hem seçim kampanyası döneminde, hem de Avrupa Parlamentosunda LGBTİ örgütlerine destekleriyle de öne çıkıyor. Türkiye’den de HDP ve CHP, Avrupa Parlamentosunda Kati Piri’nin temsil ettiği PES’in resmi ortakları arasında. Kati Piri’nin CHP ve HDP genel merkezi yöneticileri ile dostluğu aynı örgütün ortakları ve yöneticileri olmalarından kaynaklanıyor.

İlişkiler o kadar derin ki, PES’in LGBTİ örgütü Rainbow Rose Board’un  bir önceki dönem başkanlık görevini CHP’nin resmi temsilcisi olarak, Beşiktaş Belediyesi Meclis Üyeliği de yapmış olan Sedef ÇAKMAK yürütüyor. Kısacası CHP’nin Gençlik Kollarının 8 Mart’ ta katıldıkları LGBTİ toplantısı, Kati Pirilerin Gençlik örgütünün öncülüğünde yapılıyor.” diye konuştu.

CHP gençlik kollarını Türkiye düşmanları yönlendiriyor

Çetin şöyle devam etti:

“PES’ in gençlik örgütü olan YES’in Başkanlığını Avrupa Parlamentosu milletvekili Alicia Homs Ginel yürütüyor. Alice Homs Ginel, LGBTİ hareketinin savunucularından ve daha da önemlisi o da bir HDPKK dostu. Ginel, geçtiğimiz 2021 Mart ayında, AP Türkiye İlişkiler Delegasyonu Başkan Yardımcısı ve Almanya Sol Parti Avrupa Parlamentosu milletvekili Özel Alev Demirel’in girişimiyle Avrupa Birliğine, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve iktidardaki AK Parti’nin milliyetçi müttefikinin de yardımıyla OHAL koşullarında son derece otoriter bir sistem kurduğunu, bu duruma derhal müdahale edilmesi gerektiğini” talep eden 69 milletvekili arasında.

Ülkemizin PKK terör örgütü ile mücadelesinden rahatsız olan milletvekilleri, “Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çıkmasının, HDP’ye kapatma davasının açılmasının ardından diktatörlük yolunda olan Türk hükümetine karşı Avrupa Birliğini kadın hakları, siyasi faaliyet özgürlüğü, ifade özgürlüğü, insan hakları ve demokrasiden yana taraf olma” çağrısında bulunuyor.

“AB zirvesi bu tarihi sorumluluğu yerine getirmezse, hem Türkiye’de hem de bölgede demokrasiye büyük zarar gelmesinden endişe duyduklarını” dile getiriyorlar.  Ayrıca Güneydoğu Bölgemizdeki illerimizi “kürt belediyeleri “olarak adlandıran bu vekiller, PKK terör örgütü ile bağlantıları kesinleşmiş ve ceza almış HDP yöneticilerinin tutuklanmasından rahatsızlık duyduklarını belirterek, Türk yargısının kararını yasadışı görüp, Avrupa Birliğinin derhal harekete geçmesi gerektiğini talep ediyorlar.

CHP Gençlik Kollarının, ülkemizin terör örgütleri ile mücadelesinden rahatsız olan, FETÖ ve PKK’yı açıkça destekleyen bu yapının önderliğinde gerçekleştirdiği LGBTİ toplantısının Türkiye düşmanı ortakları bu kadarla da bitmiyor.

Toplantıya öncülük edenler arasında Friedrich Ebert Vakfının Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Siyasi Eğitim ve Sivil Katılım Sorumlusu Agnes MACH da bulunuyor.

Friedrich Ebert Vakfı Avrupa Sosyal demokratlarının kontrollerinde bir vakıf.

CHP, sadece HDPKK dostları ile değil, her amacı Türkiye Cumhuriyetini yıkmak olan bir vakfın yöneticileri ile LGBTİ hareketinin mücadele yöntemini geliştiriyor.

CHP kendi gençliğini emperyalizmin taşeronu haline getiriyor

CHP, Toplumsal Cinsiyet Komisyonu ile yurttaşlarımızı cinsiyetleri üzerinden ayrıştırıyor, kimliksizleştiriyor. Dahası, gençliğini, Türkiye düşmanı ortaklarıyla birlikte kendilerini yok etme amacında olan projelerin taşeronu haline getiriyor. Kendi gençliğini, milli kimliğini reddeden, kültürüne ve manevi değerlerine uzak bir nesil yetiştirme heveslilerinin ellerine teslim ederek, onları Batı’nın neoliberal ve yozlaşmış kültürünün birer silahı haline getiriyor.”