İran'da olup bitenler hakkında konuşulacak çok şey var. İran devriminin başından beri destekçisiyim. Humeyni, ben Bağdat'tayken Amerikalıların talebiyle Irak'tan kovuldu. Bulunduğu yerden Bağdat'a geldi ve oradan Fransa'ya gitti. Fransızlar onu manipüle etti, Humeyni'nin etrafında ajanlar vardı. Fakat o bir aptal değildi, çok zeki bir adamdı. Sonunda insanlar onu İran'da yücelttiler, iktidara taşıdılar ve pis bir adam olan İran Şahı kaçtı. Büyük bir adam olan Humeyni'ye saygım var, İran Şahını yendi.

İran'da hoşuma gitmeyen karmaşık bir durum var. 1976 yılında, Ekim ayının ilk günlerinde, doğum günüme (12 Ekim) birkaç gün kala Müslüman oldum. Yani 46 yıldır Müslümanım. Ama ilk olarak, fikrî plânda gerçekleşmedi İslâm’a geçişim. İslam ile ilgilenmeye başlamıştım; fakat aslında gönüldaşlarım bana Müslüman olmamı söylediği için Müslüman oldum. Kenya'da bir operasyona gidiyorduk ve saldırıdan sonra İngilizler tarafından öldürülme ihtimalimiz vardı. OPEC operasyonunu yapmış ve yakalanmamıştım. OPEC operasyonundan sonra İslam'a ilgi duymaya ve okumaya başladım. Kuran'ı okudum, kadınların örtünmesi ile ilgili ifadeler var, ayrıca peygamberin hadislerinde de var. Ama bunun modelinden tam olarak bahsedilmiyor, bu gelenekle şekilleniyor.

Şii İran İslam Devrimi gerçekleştiğinde Şii düşüncesinin ülkede uygulanmaya başlayan bazı kurallarını anlayamamıştım, hâlâ da anlamıyorum. İran’dakilerin açık fikirli olmaları gerekir, çünkü İran anti-emperyalist ve anti-siyonist güçlerin müttefikidir. İsrail'e karşı savaşan Rusya ve Arapların müttefikidir. İran, Filistin'e dışarıdan operasyonel destek veren en önemli müttefiki Hizbullah'a çok yardımcı oluyor. Tüm inançlara saygı duymalıyız, bu yüzden yasa yaparken de dikkatli olmalıyız. Mesela eski Alman karım yasalar nedeniyle İran'a gitmek istememişti. Bugün rejimi protesto eden gençlerin çoğu Şii. İran'da Sünniler ve Hristiyanlar da var. İktidardaki devrimciler İran'daki toplumsal gerçekliğe uyum sağlamalı ve faydasız olmayan bazı gerici gelenekleri durdurmalıdır.

Bir çatışma durumu var ve Batılı ülkeler bu sorunu manipüle ediyor. Bana göre kadınlar başlarını örtmek istemiyorlarsa öyle bir hakka sahip olmalılar. İslam'da, Müslüman olmasa bile tüm kadınların başını örtmesi gerektiğine dair bir kanun yoktur. İran yöneticileri senelerdir kadınların başlarını açmasını engelliyor. Isabelle Coutant Peyre ile dayanışma içindeydiler. Cumhurbaşkanı ile görüşmek için İran'a gitti ve o da başını örttü. İranlılar Isabelle'e ve bana da saygı duyuyorlar. Isabelle İran'la birlikteydi ve onu davet ettiler. Aksi takdirde, yapmaz. Rejim güçlü, bu yüzden her kadını başını örtmeye zorlamaya gerek yok. Bence genç kadının ölümü bir hataydı.

Maalesef Kürt halkı Türklerden, Araplardan ve İranlılardan ayrıldı. Bir devletleri yok. Irak'ın kuzeyinde sadece bölgesel bir Kürt devleti var. İran'ın Kürt bölgesinde de protestolar artıyor. Batılı cani emperyalistler, İran hükümetindeki aşırılık yanlılarına karşı bu mücadeleyi istismar ediyor. Başörtüsü sorununu devam ettirmek istiyorlar. Aşırılıkçı düşünce İran'da bir iç savaşın ortaya çıkmasına sebep olabilir. Kadınların başını örtmesi meselesi sadece bir teferruat, esasında ise rejim yüzünden herkes mutsuz. Tutuklanan bir kadın öldürüldü. Bu kabul edilemez korkunç bir suçtur. Bazı çılgın fanatikler ahlâk polisini destekliyor; ama bu yanlış bir uygulama. İslâm, insanlara özgürlük konusunda haklar verir. İslâm saygı duyulan ve diğer inançlara saygı duyan bir dindir. İran, tüm insanları Müslüman gibi yaşamaya zorlamaktan vazgeçmeli.

Ümid ediyorum her şey daha iyi olur.

Allahü Ekber!

08.10.2022