Telegram üzerinden yapılan resmi açıklamada, raporun ön yargılı ve şaibeli niyetlerle hazırlandığı vurgulandı. Hamas, söz konusu metnin, Filistin direnişini "insanlığa karşı suç işlemekle" itham ederek siyonistlerin Gazze Tümeni'ne yönelik Aksa Tufanı Operasyonu'nu karalamayı amaçladığını belirtti.
Hannibal protokolü ve dost ateşi gerçeği gizleniyor
Açıklamada, Af Örgütü'nün raporunun diğer bağımsız insan hakları kuruluşları tarafından belgelenen gerçeklerle çeliştiğine dikkat çekildi. Özellikle 7 Ekim günü yaşanan sivil kayıpların ve yıkımın büyük bir kısmının, İsrail ordusunun tank ve savaş uçaklarıyla kendi vatandaşlarını vurduğu "Hannibal Protokolü" uygulamalarından kaynaklandığı hatırlatıldı. İsrail ordusunun bizzat kendi sivillerini öldürdüğüne dair kanıtların raporda yer bulmaması, metnin taraflı tutumunun bir göstergesi olarak sunuldu.
Direnişi şeytanlaştırma girişimi
Hamas, raporda yer alan tecavüz ve cinsel şiddet iddialarını da kesin bir dille yalanladı. Bu suçlamaların, İsrail hükümetinin direnişi itibarsızlaştırmak ve Gazze'deki soykırımı meşrulaştırmak için ürettiği yalanlardan ibaret olduğu ifade edildi. Açıklamada, bu tür iddiaların daha önce pek çok uluslararası soruşturma ve raporla çürütüldüğü hatırlatıldı.
Sahaya giriş engellenirken gerçeğe ulaşılamaz
Hamas, İsrail'in savaşın başından bu yana uluslararası gözlemcilerin, BM organlarının ve bağımsız soruşturma ekiplerinin Gazze'ye girişini engellediğini vurguladı. Olay yerinde inceleme yapılmasına izin verilmezken, uzaktan ve İsrail yönlendirmesiyle hazırlanan raporların eksik, kusurlu ve hukuki geçerlilikten yoksun olduğu belirtildi.
Hamas, Uluslararası Af Örgütü'ne çağrıda bulunarak, profesyonellikten uzak bu raporu derhal geri çekmesini, gerçekleri çarpıtmaktan vazgeçmesini ve Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanan İsrail'in suçlarını örtbas etme girişimlerine alet olmamasını istedi.





