Şam’da kiliseye intihar saldırısı! Ölü ve yaralılar var
Şam’da kiliseye intihar saldırısı! Ölü ve yaralılar var
İçeriği Görüntüle

Bangladeş’in laikçi ve Batıcı çizgideki Awami Birliği (AL) partisi, halkın direnişiyle tarihe karıştı. 2024 Temmuz’unda yaşanan katliamın ardından, partinin tüm faaliyetleri yasaklandı.
Bangladeş'te 15 yıl boyunca iktidarda kalan ve ülkeyi otoriter yöntemlerle yöneten Şeyh Hasina'nın liderliğindeki Awami Birliği (AL) partisi, halkın direnişiyle devrildi. 2024 Temmuz'unda, hükümetin kamu sektöründeki iş kotalarını özgürlük savaşçılarının torunlarına ayırma kararı, geniş çaplı öğrenci protestolarına yol açtı. Bu protestolar, hükümetin sert müdahalesiyle karşılaştı ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği bir katliama dönüştü. 
Bu olaylar, halkın sabrını taşırdı ve ülke genelinde büyük bir ayaklanmaya neden oldu. Sonuç olarak, Şeyh Hasina görevinden alındı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammed Yunus liderliğinde bir geçici hükümet kuruldu. Bu hükümet, Awami Birliği'nin tüm faaliyetlerini yasakladı ve partiyi terör örgütü olarak tanıdı. 

Babadan Kıza: İslâm’a Düşmanlıkta Bir Aile Geleneği

Bangladeş siyasetinde 1949’dan bu yana etkili olan Awami Birliği (AL), yalnızca bir siyasi parti değil, aynı zamanda ülkenin manevî ve içtimaî yapısını tahrip etmeye yeminli bir zihniyetin müesseseleşmiş haliydi. Partinin kurucusu olan Şeyh Mucibur Rahman – ki Bangladeş'in bağımsızlık sürecinde Hindistan'la kurduğu derin bağlarla da tanınır – devletin laik temeller üzerine inşasını savunmuş, İslâmî değerlere karşı açık bir savaş başlatmıştı.
Kızı Şeyh Hasina ise, bu Batıcı çizgiyi daha da radikalleştirerek sürdürdü. 2009’dan 2024’e kadar sürdürdüğü 15 yıllık iktidar boyunca, İslâmî kimliğe sahip tüm yapılara baskı uyguladı, cemaatleri dağıttı, medreseleri hedef aldı ve İslâmcı muhalefeti hainlikle suçladı. Bilhassa İslâmî Cemaat-i İslami Partisi’ne yönelik yürütülen cadı avı, yüzlerce İslâm âliminin hapisle, işkenceyle ve idamla susturulmasıyla sonuçlandı.
CHP'nin Türkiye’de oynadığı rol neyse, Awami Birliği de Bangladeş’te o rolü üstlenmişti. Halkın inancına, ahlâkına, kıyafetine, düşüncesine düşman bir elit sınıf inşa edildi. Seküler anayasa üzerinden toplumsal hayatın tüm damarları kesildi, İslâmî direniş hattı sürekli baskı altına alındı.
2024 Temmuz’undaki protestolar, bardağı taşıran son damla oldu. Öğrenciler, kamu kadrolarını yalnızca “özgürlük savaşçılarının” (yani Awami rejimine bağlı olanların) torunlarına ayıran sistematik ayrımcılığa karşı sokağa döküldü. Hasina hükümeti, orduyu ve silahlı kolluk kuvvetlerini öğrenci üzerine saldı ve yüzlerce genci katletti.

Müslüman Halkın Zaferi

Yaşanan bu vahşetin ardından patlayan halk ayaklanması, Hasina’nın iktidarını yıktı. Göreve gelen geçici hükümet, Hasina’nın partisi Awami Birliği’nin tüm faaliyetlerini yasakladı. Partinin öğrenci kolu “Chhatra League” ve ona bağlı militan gruplar terör örgütü olarak tanındı. Hukuki sürecin devam ettiği bu dönemde, Hasina ve partisi, “Uluslararası Suçlar Mahkemesi” nezdinde yüzlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulmakta.