Özbekistan’ın Semerkant bölgesinde bulunan İmam Buhârî Hazretleri Külliyesinin genişletme ve onarım çalışmaları tamamlandı. Toplam alan 44 hektara çıkarıldı. Külliyeye 10 bin kişilik cami, yönetim birimleri, ziyaretçi terasları, müze binası ve geniş çevre düzenlemesi eklendi. Türbenin dört köşesine 75 metre yüksekliğinde kuleler inşa edildi.
Külliye bünyesine yeni bir İslâm tarihi ve hadis araştırma müzesi kuruldu. Müze teşhir alanlarında Kur’an’da adı geçen peygamberler, Rasûlullah Efendimizin (sav) nesep şeceresi, Mekke ve Medine dönemine ait tarihî bilgiler ile hadislerin rivayet ve yazım sürecine dair belgeler yer aldı. Sergileme düzeni dijital, görsel ve arşiv tabanlı sunum sistemiyle oluşturuldu.
Külliye çevresindeki ziyaretçi altyapısı yeniden düzenlendi. Bölgede bir adet dört yıldızlı, iki adet üç yıldızlı otel ve 22 aile konukevi hizmete hazırlandı. Resmî makamlar, ziyaretçi yoğunluğu, ulaşım, rehberlik ve çevresel düzen başlıklarında uygulama talimatı yayımladı.

İmam Buhârî Hazretlerinin nesebi ve doğumu
İmam Buhârî Hazretlerinin tam adı Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. Mugîre b. Berdizbeh el-Cu‘fî el-Buhârî’dir. Hicrî 194 (M. 810) yılında Buhara’da doğdu. Dedesi Berdizbeh Mecûsî idi; oğlu Mugîre, Buhara Valisi Yeman el-Cu‘fî aracılığıyla İslâmiyet’i kabul etti ve aile bu nedenle el-Cu‘fî nisbesini aldı.
İlk eğitim yılları
İmam Buhârî küçük yaşta Kur’an-ı Kerim’i ezberledi ve Arap dili eğitimi aldı.
“Henüz ilk mektepte iken bana hadis hıfzı sevdirildi” sözü, İmam Buhârî Hazretleri’nin çocuk yaşta ilim yoluna yöneldiğine dair rivayetler arasında yer aldı.
16 yaşında, Abdullah b. Mübarek ve Vekî‘ b. Cerrah’ın hadis eserlerini ezberledi. H. 210 / M. 826 yılında annesiyle hac yolculuğuna çıktı. Annesi dönüş yoluna geçti, kendisi Mekke’de kalarak hadis eğitimini sürdürdü.
İlmî yolculukları
İmam Buhârî, hadis ilmi için Mekke, Medine, Bağdat, Basra, Kûfe, Belh, Merv, Rey, Dımaşk, Nîşâbur, Mısır ve Cezîre şehirlerine seyahat etti. Bu faaliyet, kaynaklarda “rıhle fî talebi’l-hadîs” olarak yer aldı.
Buhârî, “1080 muhaddisten hadis yazdım; hepsi ehl-i hadisten idi.” bilgisini aktardı.
İlmî ve ahlâkî şahsiyeti
İmam Buhârî, zahid ve takva sahibi bir âlimdi. Hadisleri derin bir dikkatle inceler, zayıf râviler hakkında bile kırıcı söz söylemezdi.
“Allah’a kavuştuğumda gıybetten dolayı hesaba çekilmeyeceğimi umarım” ifadesi kaynaklarda yer aldı.
Talebelerini ilme teşvik eder, “Sen de Peygamber ve ashabıyla berabersin.” derdi.
Ramazan ayında gündüz bir, gece üç hatim yaptığı rivayet edildi.
Sahîh-i Buhârî’nin yazımı
Hocası İshak b. Râhuye’nin “Keşke sahih hadisleri toplayan bir kitap yazılsa.” sözü üzerine bu işe yönelmiştir.
Bir rüyasında Peygamberimiz Efendimiz'i(sav) yelpaze ile serinletirken görmüş; bu, “yalan isnatlarından koruma” anlamında yorumlanmıştır.
Her hadis için abdest alıp iki rekât namaz kılmış, 16 yılda yazmıştır.
600.000 hadis arasından seçmiş, Ahmed b. Hanbel ve Ali b. el-Medînî gibi âlimler eseri övmüştür.
Söz konusu eser, İslâm âlimleri arasında yaygın biçimde “Kur’an’dan sonra en sahih kaynak” ifadesiyle geniş kabul görmüştür.
Vefatı
İmam Buhârî Hazretleri, H. 256 / M. 870 yılında Hartenk’te vefat etti.
Kaynaklarda, defin sonrasında kabir çevresinde güzel koku hissedildiğine dair bilgiler yer aldı.
el-Câmiu’s-Sahîh, İslâm dünyasında asırlar boyunca temel hadis kaynağı olarak okutuldu ve Osmanlı döneminde “Buhârîhânlık” adıyla bilinen okuma geleneği oluşturuldu.





