Dertleri İslam düşmanlığı

İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi’nin 12 Temmuz 2025’teki mezuniyet töreninde bazı mezunlar, üzerinde “De ki: Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir” (En’âm 162) meali bulunan pankart açtı. Ayetten rahatsız olan Kemalist öğrenci grubu sahneye çıkarak pankartın önüne geçti. Kemalist grup pankartı indirmeye çalıştı ve “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganı attı. Güvenlik görevlilerinin araya girmesiyle pankart olay yerinden uzaklaştırıldı; tören kısa bir kesintinin ardından devam etti.

Bu hadise, Allah’ın ayetine dahi tahammül edemeyen Kemalistlerin ne derece din düşmanı olduğunu da bir kez daha göstermiş oldu. Bu müdahale, Batıcı dayatmanın üniversite kürsüsüne taşınmış son örneğidir. Ayrıca hadise ülkedeki köklü kurumlarda kök salan din karşıtı zihniyetin vahim boyutunu bir kez daha ortaya koydu.

Eğitimde İslam temelli dönüşüm zorunlu

Türkiye’de her yıl, İstanbul Teknik Üniversitesi gibi köklü kurumlar da dâhil olmak üzere milyonlarca mezun veriliyor. Ne var ki bu mezunların bir kısmı, İslam’a karşı açık husumeti ideolojik aidiyet hâline getiriyor. Yükseköğretim kurumlarında ve genel müfredatta hâkim olan Batıcı-laik çizgi, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganı altında İslam’a yönelen kin ve nefreti besliyor. Bu durum, Müslümanları kendi topraklarında parya konumuna itmekte; İslam düşmanlığına imkân ve meşruiyet sağlamaktadır. Bir neslin daha bu Kemalist tahakküme teslim edilmemesi için, eğitim sistemi ilkokuldan üniversiteye kadar İslam temelli bir perspektifle yeniden düzenlenmek, kültürel ve akademik faaliyetler İslamî değerlerle uyumlu yürütülmek zorundadır. Aksi hâlde toplum, İslam karşıtlığını şiar edinen kuşakların yol açacağı yeni gerilimlere mahkûm kalacak ve bozulmaya devam edecektir.

Eurovision 2026'ya boykot sürüyor! Slovenya da çekildi
Eurovision 2026'ya boykot sürüyor! Slovenya da çekildi
İçeriği Görüntüle

Müslümanlar tavrını net ortaya koymalı

Bu olayda dikkat çeken bir diğer nokta da Müslüman öğrencilerin tepkisizliği. Allah’ın ayetinin hedef alındığı bir anda geri çekilmek, sessiz kalmak kabul edilemez. Madem bu pankart açılıyor, ona yapılacak saldırıya karşı da gereken karşılık verilmeli, aksiyoner tavır gösterilmeli. Müslümanlar her seferinde geri adım atarak kendini sadece mağdur konumuna sokuyor.

Karşı taraf ne kadar örgütlü ve gürültücü ise, Müslümanlar da o derece hazırlıklı, kararlı ve dirençli olmalı. İslam düşmanlığı karşısında susmak, bu dayatmanın devam etmesine zemin hazırlıyor. Müslümanlar artık sadece seyirci olmaktan çıkmalı ve kimliğini kararlı şekilde savunmalı, sert müdahaleyi başkasından beklememeli, bizzat kendileri yapmalıdır.

Baran Dergisi