KKTC Yüksek Seçim Kurulu, resmî olmayan sonuçlara göre Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığını duyurdu.
Ancak seçimlere katılım oranının oldukça düşük olması, “temsili meşruiyet” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bahçeli’nin “bu sonuç Kıbrıs Türklüğünü temsil edemez” çıkışı, Türkiye’deki milliyetçi çevrelerde geniş yankı buldu.
Bahçeli’den KKTC Seçimi Yorumu: “Kıbrıs Türklüğünün Kaderi Bu Katılımla Temsil Edilemez”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, seçimlerdeki düşük katılım oranına dikkat çekerek, Kıbrıs Türklüğünün iradesinin bu sonuçlarla temsil edilemeyeceğini belirtti.
Bahçeli’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“KKTC’de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu, seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır.”
Bahçeli, Kıbrıs’ta iki devletli çözümün Türk milleti için vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak, federasyon söylemlerini “ihanet zeminine kayan bir proje” olarak niteledi.
Seçim sonuçları, Kıbrıs Türk halkının bir kısmının federal çözüm ve Batı eksenli politikalara yöneldiğini gösterirken; Türkiye’deki milliyetçi çevrelerin tepkisi, “Anavatan-Yavru Vatan” bağının yeniden tanımlanması gereğini gündeme taşıdı
Kıbrıs’taki Seçim, Türkiye’ye Aynadan Bakmak
KKTC’de Tufan Erhürman’ın zaferi, yalnızca bir ada seçimi değil; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine dair bir toplumsal uyarı sinyali olarak okunmalı.
Eğer bu zihniyet, “çağdaşlık” ve “özgürlük” sloganlarıyla Türkiye’de de benzer seviyelere gelirse, ki gidişat bunu göstermek de, aynı yabancılaşma ve köksüzleşme sürecinin burada da hızla filizlenmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Kıbrıs bugün “Batı’nın yavru vatanı” olmayı seçtiyse, bu yalnızca Kıbrıs’ın tercihi değil; bizde de büyüyen bir kimlik boşluğunun dışa yansımasıdır.