Venezuelalı siyasetçi Maria Corina Machado, 2025 Nobel Barış Ödülü’nü aldıktan hemen sonra terörist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu aradı. Telefonda, Gazze’de on binlerce sivilin şehit edildiği saldırılar sırasında gösterdiği “kararlılığı” tebrik etti. Machado, “Savaşta alınan kararları ve İsrail’in başarılarını takdir ediyorum” dedi.
Kendi çalıp kendi oynayanlar dönüp birbirini alkışlar
Netanyahu da karşılığında onu ödülünden ötürü kutladı. Soykırımın mimarını öven birine verilen “barış” ödülü… Sizin Nobel’iniz ancak böyle olurdu zaten. Kendi çalar, kendi oynarsınız; sonra dönüp birbirinizi alkışlarsınız.
Machado bununla da kalmadı; İsrail’in İran eksenine yönelik saldırılarını savundu, bunu kendi ülkesine karşı da bir “tehdit” olarak gördüğünü söyledi. Bu oyunun sahnesi, oyuncusu ve seyircisi aynı.
Milletin kalbinde hükmünüz bitti
Bir zamanlar insanlığın vicdanıymış gibi sunulan Nobel, bugün kanın ve acının üstüne serilmiş bir ödül kürsüsüdür. Milletin nezdinde değeri kalmamıştır. İsrail’in çocukların, kadınların, yaşlıların kanıyla boyadığı haritalarına madalya taksanız ne olur, takmasanız ne olur? Barış değil, soğuk bir cinayet ödülüdür artık o madalya.
Nobel’iniz de sizin olsun, afili laflarınız da, barış masallarınız da. Dünya sizin o süslü sözlerinize, Hollywood dekorlarınızın arasında dönen bu kirli oyuna inanmıyor. Milletin kalbinde hükmünüz bitmiş, geriye sadece kendi sesinizin yankısı kalmış.
Kendi oynadığınız oyunda birbirinizi alkışlamaya devam edin. Tarih, bu tiyatroyu bir ibret sahnesi olarak not düşüyor.
