Tarihçi-yazar Said Alpsoy: Lozan’da Hilafet’in kaldırılması, kanunların lâikleştirilmesine dair söz verildi. Bunlar kesinlikle doğru... Bunun için de gizli bir belge aramaya gerek yok, durum apaçık ortadadır. Lozan tutanakları dikkatli okunduğu zaman görülecektir, bu iki konu da o tutanaklara geçmiştir. Yani Lozan’ın “gizli boyutu”nu bir kenara bırakın, tutanaklarda resmî olarak bu konular geçmiştir. Mesela adlî kapitülasyonların kaldırılmasıyla ilgili, İtalyan Delegesi Montagna’nın başkanlığını yaptığı komisyonda bizimkilere, “şeriat kanunlarıyla idare ediliyorsunuz, halbuki biz kendi tüccarlarımızın, Türkiye’deki tebaamızın bu bize göre “ilkel” kanunlarla yargılanmasını istemiyoruz. Dolayısıyla adlî kapitülasyonların devam etmesi lâzım” diyerek baskı yapıyorlar. Bu söylediklerim resmî tutanaklara geçmiş ifadeler! Türk tarafı ise buna cevap olarak diyor ki: “Çok ısrar etmeyin! Biz zaten bu kanunları kaldırıp tamamen Batı-Avrupa kanunlarını getireceğiz!” Yani, bir komplo teorisi havasında “gecenin birinde, bir otelin gizli odasında, Türkiye’de Şeriat Hukuku’nun Batılı kanunlarla değiştirilmesine dair böyle hainane söz verildi” dememize gerek yok. Bu iş, açık açık resmî toplantılar sırasında yapıldı!

28 Şubat, askeri vesayet ve ekonomik sonuçlar! 28 Şubat, askeri vesayet ve ekonomik sonuçlar!

Söylediklerimize kısaca, Musul’un terki konusunu da ilave edebiliriz. Ayrıca başlangıçta Lord Curzon’un asıl görüşmelerin heyetler halinde gündüz değil de, kulis faaliyeti biçiminde geceleri otel odalarında yürütülmesinin daha verimli olacağı teklifi dahi tek başına şüphe çekici bir mesele.

Tamamı için TIKLAYINIZ