ABD yönetiminin Venezuela'ya yönelik askeri baskıyı artırdığı, Karayip Denizi'ne son yılların en büyük sevkiyatını yaptığı ve Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya ülkeyi terk etmesi için tanıdığı sürenin dolduğu bir dönemde, Karakas'ta tansiyon yükseliyor.

Nusayri rejiminin işkence arşivi gün yüzüne çıktı
Nusayri rejiminin işkence arşivi gün yüzüne çıktı
İçeriği Görüntüle

Devlet Başkanı Nicolas Maduro, başkent Karakas'taki Miraflores Sarayı önünde toplanan ve ellerinde Venezuela bayrakları taşıyan binlerce destekçisine hitap etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da ulusal güvenlik ekibiyle Venezuela'ya yönelik "sonraki adımları" görüştüğü saatlerde halka seslenen Maduro, ülkesinin egemenliğinden taviz vermeyeceğinin altını çizdi.

"Sömürge Olmayacağız, Köle Olmayacağız"

Konuşmasında barış istediklerini ancak bunun onurlu bir barış olması gerektiğini vurgulayan Maduro, ABD'nin dayatmalarına sert çıktı. Maduro, "Biz egemenliğin, eşitliğin ve özgürlüğün olduğu bir barış istiyoruz. Kölelerin barışını ya da sömürgelerin barışını istemiyoruz! Sömürge asla! Kölelik asla!" ifadelerini kullandı.

Washington yönetiminin Venezuela halkına ve ekonomisine karşı yürüttüğü kampanyayı "psikolojik terör" olarak nitelendiren Venezuela lideri, "22 haftadır süren bir saldırganlığa direniyoruz. Bu süreç bizi sınadı ancak Venezuela halkı vatanına olan sevgisini ve mutlak sadakatini tüm dünyaya kanıtladı" dedi.

ABD'den "Uyuşturucuyla Mücadele" Adı Altında İşgal Hazırlığı

Karakas yönetimi, ABD'nin Karayipler'deki askeri hareketliliğini, Venezuela'nın zengin petrol ve doğal kaynaklarını ele geçirmeyi amaçlayan bir "rejim değişikliği operasyonu" olarak değerlendiriyor.

Washington, "uyuşturucuyla mücadele" iddiasıyla bölgeye 15 bin asker ve dünyanın en büyük uçak gemisini konuşlandırmış durumda. ABD Güney Komutanlığı (SOUTHCOM) bünyesinde yürütülen ve Eylül ayından bu yana en az 83 kişinin hayatını kaybettiği operasyonlarda, Pasifik ve Karayipler'deki teknelere 21 hava saldırısı düzenlendi. Uzmanlar, bölgeye yığılan askeri gücün, standart bir uyuşturucu operasyonunun çok ötesinde, tam teşekküllü bir işgal gücü niteliğinde olduğuna dikkat çekiyor.

Trump ile Gergin Telefon Görüşmesi ve Reddedilen Dayatmalar

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, askeri gerilimin zirve yaptığı günlerde Trump ve Maduro arasında yaklaşık 15 dakika süren kritik bir telefon görüşmesi gerçekleşti.

İddiaya göre Trump, Venezuela liderine ülkeyi terk etmesi için 28 Kasım Cuma gününe kadar süre tanıdı. Buna karşılık Maduro'nun, krizin çözümü için egemenlik hakları çerçevesinde bir karşı teklif sunduğu belirtiliyor. Maduro'nun talepleri arasında; kendisi, ailesi ve 100'den fazla Venezuelalı yetkiliye yönelik yaptırımların kaldırılması, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki (UCM) siyasi davaların düşürülmesi ve geçiş sürecinde Delcy Rodríguez liderliğinde yeni seçimlere gidilmesi yer aldı.

Ancak Trump yönetiminin bu makul talepleri reddederek "kayıtsız şartsız teslimiyet" dayatmasında bulunduğu ve görüşmenin anlaşmazlıkla sonuçlandığı bildirildi. Sürenin dolmasının ardından Washington, Venezuela hava sahasının kapatıldığını duyurarak askeri seçeneklerin masada olduğu tehdidini yineledi.

Karakas "Asimetrik Savunmaya" Hazırlanıyor

ABD'nin olası bir doğrudan askeri müdahalesine karşı Venezuela Silahlı Kuvvetleri (FANB) teyakkuza geçmiş durumda. Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez, başkent Karakas'ı ve stratejik noktaları korumak üzere hava savunma sistemlerinin ve savaş uçaklarının hazır olduğunu gösteren tatbikatlar gerçekleştirdi.

Karakas yönetimi, konvansiyonel bir savaşın ötesinde, ABD işgaline karşı "topyekün halk direnişi" stratejisini benimsemiş görünüyor. Kolombiya sınırındaki gelişmeler ve ABD'nin bölgedeki üslerini yeniden aktif hale getirmesi, işgalin sadece denizden değil, karadan da gelebileceği endişesini doğuruyor.

Küresel Destek ve Piyasa Beklentileri

Latin Amerika medyasında yer alan analizlerde, Trump'ın "korkakça" bulduğu müzakere yöntemlerinin sonuç vermemesi üzerine daha saldırgan bir tutum takınabileceği, ancak Venezuela halkının olası bir işgale karşı Vietnam benzeri bir direniş gösterebileceği vurgulanıyor.