İslâm’ı aklı sıra kendine uydurarak ham yobaz-kafa softalığın kitabını yazan Mustafa İslamoğlu’na Muhammed Yazıcı’dan tepki geldi. Hadis inkar edip, sahabeye dil uzatan İslamoğlu, bu sefer de “Allah yakmayı yasaklamış, kendisi niye yakıyor? Sorun, korkmayın, bunları vaizler size sordurmaz. ‘Sus’ derler. Hiçbir soru sizi zındık etmez” dedi. Akabinde ileri-geri konuşarak yediği herzelere bir yenisini daha ekledi.

Muhammed Yazıcı’nın tepkisi: 

“Bu tefsir değil. Bu tevil falan da değil. Bu düpedüz Kur’an’a şiddet uygulamak. Bu kitap okunmak için nazil oldu, canına okunmak için değil. 

Mustafa bey, artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor. Ya Kur’an’dan vazgeçin ya da seküler/hümanist aklın dogmalarından. Sizi anlıyorum. Modern çağın hakim hümanist ahlâk anlayışına artık kayıtsız kalamıyorsunuz. Bu değişim bir yere kadar anlaşılabilir. Fakat Kur’an’ı kişisel değişiminize paralel seyrettirmeyi bırakın. Ne seküler ahlak ve anlam dünyasından ne de Kur’an’dan vazgeçebiliyorsunuz. Aslında ehli sünnet; her dönemde ilim, fikir, sanat ve düşüncenin Kur’an’ın ilhamıyla yenilenmesi ve tüm bunların yeniden keşfedilmesinin imkânı demektir. 

Ehli sünnet terkibindeki sünnettin bir anlamı da budur; gelenek. Ehli sünnet vahiy geleneği demektir bir anlamda. Vahiy mirasını her çağda dönemin ihtiyaçlarına uygun biçimde yeniden keşfetmektir (tecdid). 

Tabi siz redd-i miras yaparak 1400 yıllık geleneği elinizin tersiye bir kenara itince Kur’an’la 21. yy arasına sıkışıp kaldınız. Kur’an’ı bırakamıyorsunuz çünkü sahip olduğunuz her şeyi ona borçlusunuz. Aklınızı, kalbinizi tamamen ele geçirmiş olan modern düşünce ve yaşamdan da kopamıyorsunuz çünkü modern çağa direnme imanını ve iradesini kaybettiniz.  

Bu kaybedişte, en ufak farklı yorum ve anlayışa tahammül göstermeyen eski mahallenizin sakinlerinin vebali yok değil tabi. Sizin bir günde bu hale gelmediğinizi biliyorum ve üzülüyorum da. Fakat ne olursa olsun direnmek güçlü irade isterdi. O iradeyi göstermediniz. 

Her şey bir kenara, mealinizin çeşitli yerlerinde “azap” kelimesini “cehennemde yanma” diye meallendirmeniz ne olacak, bunu nereye koyacaksınız? Koca meal boşa mı çıktı yani? Ya da sizin fikirleriniz değişince Kur’an da değişmiş mi oldu? 

Açık yüreklilikle çıkıp “Bugüne kadar yazdıklarımın tamamında yanılmışım” diyerek başta meal olmak üzere bütün kitaplarınızı toplatabilecek misiniz? Bırakın artık şu kitabın yakasını. Fikirlerinizin değişmesi normaldir ama her değişimde Kur’an’ı da değiştirmek, iman bir kenara, seküler bilgi etiğine de uygun değil. Çünkü hiçbir bilimsel değeri yok. Allah hepimize selamet versin.”