Batı’nın küresel tahakküm aracı
NATO, kuruluşundan bu yana bir “kolektif savunma örgütü” değil, ABD’nin küresel çıkarlarını tahkim eden askerî bir aparat oldu. Karar organlarında eşitlik görüntüsü verilse de, fiilî komuta zinciri Washington’un elindedir. Brüksel’deki siyasi vitrin dışında, NATO’nun askerî gücü tamamen Amerikan generallerinin denetimindedir.
Silahlanma yarışının bahanesi
İttifakın, Rusya ve Çin tehdidi bahanesiyle trilyonluk bütçeler açıklaması, gerçekte Batı kapitalizminin silah sanayisini ayakta tutma çabasından başka bir şey değil. Ukrayna savaşı, Avrupa’daki gerilimi tırmandırırken; ABD, NATO ülkelerini “%2 kuralı” ile baskı altına alarak ordularını şişirmeye zorluyor. Almanya’dan Polonya’ya, İtalya’dan Fransa’ya kadar birçok ülke, bu baskı altında milyarlarca dolar değerinde silahlanma programları yürütüyor.
NATO’nun 1,5 trilyon dolarlık askerî bütçesi, aslında dünyaya yıkım olarak geri dönüyor. Afganistan’dan Irak’a, Libya’dan Suriye’ye kadar NATO şemsiyesi altında yürütülen operasyonlar milyonlarca insanın ölümüne, ülkelerin parçalanmasına ve istikrarsızlığın kalıcı hale gelmesine sebep oldu. Bugün de aynı mekanizma, “savunma” adı altında saldırgan bir biçimde işliyor.




