Netflix Türkiye, “Bir Cinayetin Portresi: Münevver Dosyası” başlıklı yeni belgeselini duyurdu. Sosyal medyada kısa sürede milyonlarca izlenmeye ulaşan tanıtım videosu, platformun güçlü bir PR çalışması yürüttüğünü gösteriyor. Ancak kamuoyunda asıl tartışılan, Netflix’in bu dosyaya hangi gözle yaklaşacağı. Çünkü platformun geçmiş sicili, özellikle politik ve ideolojik baskılar söz konusu olduğunda “sansürcü tutumunu” defalarca ele vermiş durumda.
Herkesin hatırladığı üzere Netflix, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Patriot Act programının bölümünü Suudi Arabistan’ın talebi üzerine platformdan kaldırmıştı. Veliaht Prens Selman’ın ağır baskısıyla bu bölüm hem Suudi Arabistan kataloglarından silinmiş, hem de eleştirilerin yer aldığı içerik dünya çapında kısıtlanmıştı. Üstelik aynı dönemde Riyad yönetimi, Netflix’e yüklü miktarda para ödemiş; platform da karşılığında LGBT içeriklerini Suudi Arabistan’da yayınlanabilir hâle getirmişti. Yani Netflix, siyasi ve ekonomik baskılar karşısında gerçeği savunmak yerine, işine geldiğini yayınlayan bir platform olduğu artık bilinen bir gerçek.
Akıllara gelen ilk soru ise Kaşıkçı cinayetini ekranlardan silen Netflix, Münevver Karabulut dosyasında hangi gerçekleri silecek?
Belgeselin tanıtımı yapılırken cinayet dosyasının en tartışmalı ve en kritik boyutuna değiniliyor mu?
Sapık aile de belgeselde olacak mı?
Garipoğlu ailesi etrafında yıllardır tartışılan “Mayasız Ayini” iddiaları, Münevver Karabulut’un dehşet verici cinayetiyle yeniden gündeme gelmiş durumda; 29 bıçak darbesi, kafanın bedenden ayrılması, testerenin önceden alınması ve gitar kutusunda taşınması gibi ritüel benzeri unsurlar, bu vahşetin sıradan bir öfke patlamasıyla açıklanamayacak kadar karanlık olduğunu gösteriyor. Ailenin Yahudi kökenli olduğuna dair iddialar bu ayin tartışmasını daha da büyütürken, “rüştünü ispat” amacıyla genç bir kızın katledildiği yönündeki ihtimal yıllardır zihinleri meşgul ediyor. Bugün bile “Münevver neden bu kadar acımasızca öldürüldü, bu ritüel iddiaları gerçeğe ne kadar yakın?” soruları yanıtsız.
Tam da bu sebeple kamuoyu, Netflix’in hazırladığı belgeselde bu ayin ihtimalinin araştırılıp araştırılmayacağını, yoksa Garipoğlu ailesinin karanlık geçmişinin yine perde arkasına mı itileceğini sorguluyor.
Adli Tıp raporları cinsel saldırı ve artan şiddeti açıkça gösterirken, Netflix’in Kaşıkçı cinayetini sansürleyen geçmişi hatırlandığında, bu dosyada da hakikatin örtülüp örtülmeyeceği büyük bir şüphe konusu.
