Kahramanmaraş depreminin olduğu andan itibaren tüm Türkiye seferber oldu. Müslüman halkımızın kendi imkanlarını seferber ettiği bu şartlarda seküler-laik tayfa ise nefret kusmaya devam ediyor.

STK’lar, dernek ve vakıflarla soğuk havada, tüm zor şartlara rağmen her türlü yardımı yapmaya çalışan Müslüman halkımızın bu çabaları rahat koltuklarında, pijamalarıyla oturan laik-seküler kesimi rahatsız etti.

Kozanoğlu: Bir tek cemaatler yok

Birgün yazarı Hayri Kozanoğlu da bu pijamalı rahat kesimden. Attığı bir tweette “Türkiye toplumu yardımlaşma,dayanışma kavramlarını hatırladı. Büyük bir özveri örneği sergiliyor. Bir tek malum vakıflar, tarikatlar, cemaatler ortada yok!” dedi.

Kendisi de çok iyi biliyor ki en başta koşan kişiler bahsi geçen STK ve dernekler. Ama rahatını bozup oralara gitmediği için gerçeği görmek istemiyor.

Başer: Mescidi kim istedi?!

Doktor olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bengi Başer de mescitlere olan nefretini dile getirdi. Twetinde “‼️Sürekli deprem bölgesinde evleri yıkılanlarla temas halindeyiz; mobil mescit isteyen kimse olmadı. Yemek, içme suyu, ısıtıcı, uykuda yakalandıkları için kıyafete ve aracı olanların da benzine ihtiyaçları var…” dedi.

Kendisi bilmeyebilir ama halkımız her şart ve ortamda namazla mükellef. Ayrıca böyle bir günde ibadet edilmeyecekte ne zaman edilecek? Ancak Başer gibiler başka bir dünyaya ait oldukları ve rahat koltuklarından ahkam kestikleri için Müslümanlıktan bihaberler!

Müslüman STK’lar daima en önde!

İHH, Beşir Derneği, İsmailağa vesair tüm Müslümanlara ait vakıf ve dernekler depremin yaşandığı andan itibaren sahada en önde halkımızın yanında oldu. Bunu görmeyip nefretlerini kusan seküler-laik kesim ise cehaletinde boğulmaya devam etti.

İskenderpaşa Cemaati'ne bağlı profesyonel izci grubu, arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere deprem bölgelerine hareket etti.

İsmailağa cemaati bölge halkına çorba dağıttı.

Camiler deprem sonrasında halka açılarak barınma ihtiyacı için kullanıldı.