Slovenya, Filistin’e yönelik saldırılarını tırmandıran ve Gazze’yi abluka altına alarak sivilleri hedef alan İsrail’e karşı Avrupa içinde en net tavrı koyan ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Temmuz ayı sonunda İsrail’e yönelik silah ithalatı, ihracatı ve geçişini durdurarak ambargo uygulayan ilk AB ülkesi olan Slovenya, şimdi de işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan İsrail yerleşimlerinden mal ithalatını yasakladığını açıkladı.
Başbakan Robert Golob’un liderliğindeki kabine, bu adımın Avrupa Birliği içindeki fikir ayrılıkları ve somut adım atılamaması nedeniyle Slovenya’nın kendi inisiyatifiyle alındığını belirtti.
"İsrail, sadece Filistin’i değil uluslararası düzeni de tehdit ediyor"
Ljubljana yönetimi, İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı ablukasına dikkat çekerek, temel yaşam koşullarının kasten engellendiğine işaret etti. Sloven hükümeti, "Bu tür durumlarda, her sorumlu devlet, diğerlerinden önce harekete geçmek zorundadır" açıklamasıyla kararın sadece ahlaki değil, aynı zamanda siyasi bir sorumluluk olduğunu da vurguladı.
Kamuoyuyla paylaşılan bildiride, "İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırgan politikaları, yalnızca onların can ve mal güvenliğini değil, aynı zamanda uluslararası hukukun temelini de tehdit etmektedir" denildi. Slovenya, böyle bir yapının parçası olmayacağını ve Filistin halkının haklarını savunmakta kararlı olduğunu ilan etti.
AB'ye açık mesaj: Harekete geçmezseniz biz geçeriz
Başbakan Golob, Haziran ayındaki Avrupa Konseyi zirvesinde yaptığı açıklamalarda AB'nin pasif kalması durumunda Slovenya’nın bağımsız şekilde adım atacağını duyurmuştu. Bu sözler tutuldu ve fiilen hayata geçti. Böylece, Slovenya, AB içinde Filistin davasına en somut ve kararlı desteği veren ülke konumuna geldi.
Söz konusu ithalat yasağı, ekonomik olarak sınırlı olsa da (yalnızca birkaç bin avroluk bir hacim), sembolik anlamı bakımından oldukça güçlü bir mesaj taşıyor. Slovenya'nın bu çıkışı, sadece Filistin halkıyla dayanışma değil, aynı zamanda AB içindeki suskunluğu ifşa eden bir irade beyanı olarak okunuyor.
Slovenya’nın bu adımı, işgal altındaki topraklardan yapılan ithalatı engelleyerek hem işgal politikalarına ekonomik destek verilmesini önlüyor hem de AB içindeki diğer ülkelere cesaret verici bir örnek teşkil ediyor. Avrupa’nın büyük kısmı hâlâ soykırımın adını bile anmaktan çekinirken, Slovenya, Filistin’in tarafında tarihî bir duruş sergiliyor.




