İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını ABD'nin müdahalesiyle sonlandırmasının ardından, ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Ortadoğu'nun geleceğini şekillendirmeyi hedefleyen kapsamlı bir plan üzerinde mutabakata varıldığı iddia edildi. İsrail merkezli kaynaklara dayandırılan haberlere göre, iki lider arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, Gazze'deki soyırımın sonlandırılmasından Filistin devletinin tanınmasına kadar uzanan ancak Filistin halkının haklarını göz ardı eden bir dizi kritik başlık ele alındı.
NETANYAHU'NUN "FIRSAT" AÇIKLAMASININ ARKA PLANI
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dün yayınladığı ve İran'a karşı "büyük bir zafer elde ettiklerini" ileri sürdüğü video mesajında kullandığı "Bu zafer, barış anlaşmalarının önemli ölçüde genişletilmesi için bir fırsat sunuyor" ifadesinin, Trump ile yaptığı gizli görüşmenin bir yansıması olduğu ortaya çıktı. Netanyahu'nun "fırsat" olarak nitelediği durumun, bölgedeki gerilimi kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanarak yeni bir bölgesel dizayn çabası olduğu belirtiliyor.
İddiaya göre, Trump ve Netanyahu arasında varılan ve "temel prensipler" olarak adlandırılan mutabakat şu maddeleri içeriyor:
-
Gazze'deki Savaşın Sona Ermesi: Gazze'de devam eden ve on binlerce şehit olmasına neden olan İsrail saldırıları iki hafta içinde sonlandırılacak.
-
Gazze'nin Yönetimi: Hamas'ın tasfiye edilmesinin ardından Gazze Şeridi'nin yönetimi, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de dahil olduğu dört Arap ülkesinden oluşacak bir idari yapıya devredilecek. Hamas liderlerinin başka ülkelere sürgün edilmesi ve İsrailli esirlerin serbest bırakılması da planın bir parçası olarak sunuluyor.
-
Normalleşmenin Genişletilmesi: ABD'nin arabuluculuğunda 2020'de imzalanan ve Filistin davasını yok sayan İbrahim Anlaşmaları, İsrail ile diplomatik ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan ve Suriye gibi ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilecek.
-
Şartlı ve Sınırlandırılmış Filistin Devleti: İsrail, Filistin yönetiminde "reform" yapılması şartıyla gelecekte "iki devletli çözüm" konseptine sıcak bakacağını beyan edecek.
-
İşgalin Meşrulaştırılması: Planın en tartışmalı maddesi olarak, ABD'nin, İsrail'in işgal altında tuttuğu Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim birimleri üzerinde "sınırlı egemenlik" uygulamasını resmen tanıması öngörülüyor. Bu madde, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına tamamen aykırı bir adım olarak değerlendiriliyor.
BATI'DAN DA "ŞARTLI TANIMA" BASKISI
Trump-Netanyahu planıyla eş zamanlı olarak, Fransa, İngiltere ve Kanada gibi Batılı ülkelerin de Filistin devletinin tanınması için Filistin yönetimi ve Hamas'a bir dizi "imkansız" şart sunduğu öğrenildi. Batılı diplomatik kaynaklara göre, Filistin devletini tanıma sürecinin başlaması için Filistin yönetiminden siyasi ve ekonomik reformlar yapması, Hamas'ın ise tamamen silahsızlanarak siyasi bir partiye dönüşmesi talep ediliyor.
Filistinli yetkililer ise bu şartları "işgali kalıcı hale getirmeyi amaçlayan bir tuzak" olarak nitelendiriyor. Hamas'tan üst düzey bir yetkili, "Silahların geleceği, işgalin sona ermesine bağlıdır. Biz silahsızlanmayı kabul etsek bile İsrail, saldırı ve suikastlarına devam etmek için her gün yeni bir bahane üretecektir" ifadelerini kullanarak, dayatmaları reddettiklerini belirtti.
TRUMP'IN NETANYAHU'YA "YOLSUZLUK" KIYAĞI
Bölgesel planın hayata geçirilmesi için Netanyahu'nun üzerindeki baskıların kaldırılmasını hedefleyen Trump'ın, İsrail Başbakanı'nın devam eden yolsuzluk davasının iptal edilmesi yönünde talepte bulunduğu da ortaya çıkan bilgiler arasında. Trump'ın bu hamlesi, Netanyahu'yu hukuki süreçlerden kurtararak tamamen "barış vizyonu" olarak sunulan bu plana odaklanmasını sağlama amacı taşıdığı şeklinde yorumlanıyor. Nitekim Netanyahu'nun gelecek hafta yapılması planlanan mahkeme duruşmasının ertelendiği bildirildi.
Gazze'de yürüttüğü soykırım nedeniyle uluslararası alanda ve bölge ülkeleri nezdinde meşruiyetini büyük ölçüde yitiren İsrail'in, ABD desteğiyle "normalleşme" adı altında işgal politikalarını meşrulaştırma ve Filistin halkının meşru haklarını tasfiye etme çabası, bölgedeki tansiyonu daha da artırma potansiyeli taşıyor.