Memleketimizde Batı değerlerinin üzerine kurulu eğitim-öğretim sisteminin ilk düğmeleri Batı eğitim anlayışı ile iliklendi. O günden beri de bu politikadan dönüş yapılmadı. Sağcısından solcusuna anti-emparyelistinden kapitalistine kim müfredat konusunda karar verici olursa olsun, "bizden" olan ve "bizi" anlatan bir müfredatı yürürlüğe sokamadı.

Eğitimde yeni müfredat değişiklik girişimi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin önderliğinde yeniden gündeme alındı. Yapılan ilk açıklamalara göre henüz herhangi bir detayın verildiğimi çalışmalarda 'sadeleştirilme' olacak dendi. 

Kılıçarslan'dan rezilce açıklama yapan Zeybekci'ye cevap Kılıçarslan'dan rezilce açıklama yapan Zeybekci'ye cevap

Matematik dersinden bazı konuların çıkarıldığına yönelik iddiaları da yanıtlayan Bakan Tekin, şunları kaydetti;

Talim Terbiye Kurulumuzun çalışmaları sürüyor. Çalışmaların yüzde 80'i tamamlandı. Müfredat hazırlığı için alanında uzman yaklaşık 2 bin kişi çalışıyor. Bunların yüzde 40'ı akademisyen, gerisi öğretmen. İşin bilimsel boyutunda ilgili akademisyenler, uygulamada da öğretmenler var. Bunlara göre değerlendiriliyor.

Bizim önemsediğimiz öğrencilerin düzeyleri. Lisans düzeyinde okutulması gereken herhangi bir bilginin zorunlu eğitim çağında verilmesi gerekli midir? Denetlemek ve onaylamakla görevli Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, ilkesel olarak çocuklarımızın düzeylerine uygun müfredatı ortaya koyacak.

Tekin'in açıklamarında anlaşıldığı kadarıyla Türkiye'nin kanayan yarası eğitim müfredatında yapıcı değişikliklerden çok günü kurtaran çözümler getirilmeye çalışılıyor.

MEB'İN 'TEK BOYUTLU MÜFREDATI'

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) müfredat konusunda yaptığı çalışmalar uzun süredir çeşitli STK ve dernekler tarafından eleştiriliyor. Ülkenin gelecek nesillerinin yetiştirildiği okullar artık insanlarca zihinlerin allak bullak edildiği bir yer olarak görülüyor.

Konuya dair kökten eleştirileri göz ardı eden MEB'in kısa vadeli çözümler ile sorunlar halı altına ittiği eleştirileri yapılırken, esas sorun yanlış iliklenen düğmeler. Bakanlık için esas olan tek boyut bu olduğu müddetçe sıkıntılara çare bulmak zorlaşacak. Batı tipi esas alınarak oluşturulan bu müfredat (kökte düzen) bugün yaşanan problemlerin ana kaynağı. Ne zaman ki bu görülür ve tespit edilir o zaman yeni bir ufuk çizilebilir.

"Tüm diğerlerinde olduğu gibi eğitim meselesinde de aynı hata tekrarlanmaktadır: Doğulu bir topluma Batı’nın fikrî zaviyesinden yaklaşmak, hem de bu işi, eğitim metodolojisini Batı’nın bizden aldığının şuurunda bile olmadan yapmak; hâsılı “ilim ve irfan”ı merkeze koymadan bu meseleyi beyhude yere çözmeye çalışmak"

Baran-Haber