ABD vatandaşlarına acil çağrı: Venezula'yı derhal terk edin!
ABD vatandaşlarına acil çağrı: Venezula'yı derhal terk edin!
İçeriği Görüntüle

Görülen dava, Türkiye'nin muhacir hukukunu ve uluslararası koruma sorumluluklarını hiçe sayan ağır bir vebalin son perdesi olarak kayıtlara geçti.

Mayıs ayında Türkiye'den sınır dışı edilen Tursunov, aslında Özbekistan'ın talebi üzerine, Türk mahkemelerinin daha önce delil yetersizliğinden serbest bıraktığı bir isim olmasına rağmen idari bir kararla teslim edilmişti. Bu hukuk skandalı, Türkiye'nin kendi yargı kararlarını ve iadeyi yasaklayan kanunlarını bir kenara bırakarak, bir Müslüman alimi işkence ve kötü muamele riskiyle bilinen bir rejimin insafına terk etmesi anlamına geliyor.

Tursunov'a yöneltilen sözde suçlamalar, “yasa dışı dini içerikli materyaller hazırlamak" ve "kamu düzenini tehdit etmek". Asıl "suçu" ise, devlet güdümündeki resmi din anlayışının dışına çıkarak bağımsız bir İslami tebliğ faaliyeti yürütmesi ve geniş kitleleri etkilemesi… Özellikle Gazze'deki soykırıma karşı Müslümanları cihada çağıran bir fetvayı desteklemesi ve Özbek hükümetini bu çağrıya uymaya davet etmesi, iade sürecini hızlandıran siyasi bir bahane olarak kullanıldı.

İşkence ve adaletsizlikle anılan Özbekistan'da adil bir yargılama beklenmezken, Alisher Tursunov'un durumu, Müslüman coğrafyalardaki işbirlikçi yönetimlerin, ümmetin âlimlerine ve münevverlerine karşı nasıl ortak bir cephe oluşturduğunu gösteren ibretlik bir hadise olarak hafızalardaki yerini almıştır.