Terörist İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmak için binlerce kişi festival alanında bir araya geldi. Protestonun örgütlenmesinde, İtalyan ve uluslararası sinema profesyonellerinden oluşan Venice4Palestine adlı oluşum kritik bir rol oynadı; geçen hafta sonu yayımladıkları açık mektupla festival yönetimine ve sanatçılara çağrıda bulunmuş, protestonun planlanmasını hızlandırmıştı.
Festival konuklarıyla halkın iç içe geçtiği yürüyüşte ellerde Filistin bayrakları, dillerde “Özgür Filistin” sloganları vardı.
Organizatörlerin yayımladığı açıklamada, “Venedik Film Festivali, dünyadan yalıtılmış bir etkinlik olarak kalmamalı; İsrail’in işlediği soykırımı, Batılı hükümetlerin suç ortaklığını ifşa etmeli ve Filistin halkına somut destek sunmalı” denildi.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Annie Ernaux ve yönetmen Céline Sciamma, Cannes Film Festivali sırasında kaleme alınmış ve Gazze’deki gelişmelerle güncellenmiş olan “Da Venezia a Gaza” başlıklı şu metni okudu:
"Festivalden festivale, cinayetler artmaya devam ediyor. Cannes’da, dünyanın dört bir yanından binin üzerinde kişi, İsrail ordusunun Fatma Hassouna ve ailesini öldürmesine karşı duyduğumuz acıyı ve tutumumuzu ifade eden bir bildiriyi desteklemek için bir araya geldi.
O zamandan beri katliam durmadı. Barış aktivisti, öğretmen ve Oscar’lı No Other Land belgeselini yaratan kolektifin bir üyesi olan Awdah Hathaleen, bir yerleşimci tarafından öldürüldü. O zamandan beri İsrail, Gazze’deki son gazeteci ekiplerinden birini hedef aldı ve öldürdü: Anas Al-Sharif ve beş Al-Jazeera meslektaşı. 7 Ekim 2023’te başlayan katliamdan bu yana 250’den fazla gazeteci yaralandı.
İsrail ordusu, yerleşimciler ve hapishanelerde öldürülen sivil sayısı artmaya devam ediyor. Ekim 2023’ten bu yana 150.000’den fazla Filistinli yaralandı.
Gazze’de tüm nüfus hedef haline geldi. Sanatçılar, oyuncular ve kültür çalışanları olarak, Gazze’de bir soykırım gerçekleşirken ve her gün topluluklarımızı derinden sarsan tarif edilemez haberler gelirken sessiz kalamayız.
Sanatın en kötüsüne ortak olmasına izin vermeyelim. Sesimizi yükseltelim. Gerçeği söyleyelim, artık susturulup gizlenemesin. Hayal gücümüzü sürekli işgal eden ve insanlık duygumuzu kaybettiren propagandayı reddedelim. Biz çok sayıda ve her yerdeyiz.
Venedik’teyiz ve tüm spot ışıkları üzerimizde. Fatma için, Awdah için, Anas için; tüm çocuklar, kadınlar, erkekler, gazeteciler, doktorlar, siviller için harekete geçelim. Çok geç olmadan harekete geçelim.
Venedik’ten Gazze’ye gücümüzü her gün, her saat, her nefeste kullanmalıyız. Tüm platformları kullanarak soykırımın sona ermesini talep etmeliyiz.”




