Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde meydana gelen hadise, Türkiye'de yıllardır pusuda bekleyen İslam düşmanlığının ne denli canlı tutulduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir halk otobüsünde, yanında 2 yaşındaki çocuğu bulunan tesettürlü bir kadın, açık kimlikli başka bir kadın tarafından önce sözlü, ardından fiziki saldırıya uğradı. Hakaretlerin, küfürlerin ve “Defol git bu ülkeden” gibi faşist ifadelerin hedefi olan genç kadın, küçük çocuğunun gözleri önünde bir travmaya maruz bırakıldı.
Bu olay münferit değil, sistematik bir nefretin yansımasıdır. 28 Şubat'ta tankla, darbeyle ve postallarla bastırılamayan Müslüman irade, bugün kamusal alanda hâlâ provoke edilmeye çalışılmaktadır. Kemalist ideolojiye mensup İslam düşmanları, her fırsatta içlerindeki kini kusmakta, bu ülkenin asli kimliğini oluşturan Müslüman halkı aşağılamaya teşebbüs etmektedir. Ellerine yetki geçse, yine aynı baskı ve tahakküm düzenini kurmaktan çekinmeyecekleri aşikârdır.
Toplum Değerlerinden Uzaklaştırılıyor
Bu tür saldırıların yalnızca ferdî kinle açıklanamayacağı açıktır. Türkiye’de eğitimden medyaya, kültürden bürokrasiye kadar birçok alan, yıllardır halkı İslam’dan ve ahlaki değerlerden uzaklaştırmak için sistematik olarak dizayn edilmektedir. Kemalist ideolojinin hayal ettiği toplum modeli, ne dinle ne ahlakla bağdaşmaktadır. Bugün bu çirkin saldırılar, sadece başörtüsüne değil, aynı zamanda milletin inanç köklerine, ahlaki dokusuna ve toplumsal huzuruna yöneliktir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Üst kimliğimiz Müslümanlıktır” sözü artık yalnızca bir beyan değil, bir eylem planına dönüşmelidir. Bu millet, kendi inancına hakaret edilmesine, değerlerinin aşağılanmasına daha fazla tahammül etmeyecektir. Çocuklarımızı, bu tür nefret dolu vakalara maruz bırakmak, onları kimliksiz, köksüz ve değersiz fertler haline getirme projesine teslim etmek demektir.
Her ne kadar olayla ilgili adli işlem başlatılmış olsa da, esas mesele, bu düşmanca zihniyetin toplumdan tasfiye edilmesidir. Müslümanlara nefes aldırmamak için fırsat kollayan bu kirli ideolojinin devletin her kademesinden ve kamusal hayattan temizlenmesi artık bir zaruret halini almıştır. Aksi takdirde her gün yeni bir mağduriyet, yeni bir travma ve yeni bir nefret olayıyla karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz.