Yunanistan'ın "Agenda 2030" kapsamında Ege adalarındaki askeri varlığını tahkim etme çabaları, Aralık 2025 başı itibarıyla yeni ve tehlikeli bir boyuta ulaştı. Ekonomik darboğazlara rağmen silahlanma programından taviz vermeyen Atina yönetimi, İsrail ile yaklaşık 3 milyar avroluk dev bir hava savunma paketi üzerinde uzlaştı.

Uzmanlar, Tel Aviv yönetiminin Gazze'deki soykırım politikaları nedeniyle Türkiye ile yaşadığı gerilimi, Ege'de Yunanistan'a teknoloji transferi yaparak bir "vekalet baskısına" dönüştürdüğüne dikkat çekiyor.

Ege'de "Demir Kubbe" Hayali: Aşil Kalkanı

Yunanistan Savunma Bakanlığı kaynaklarından yansıyan bilgilere göre, Rus yapımı S-300 ve Tor-M1 sistemlerini envanterden çıkarmaya hazırlanan Yunan ordusu, Ege adalarını İsrail yapımı çok katmanlı hava savunma ağlarıyla örmeyi planlıyor. "Aşil Kalkanı" (Achilles' Shield) olarak adlandırılan proje kapsamında; Barak MX, Spyder ve David's Sling (Davut Sapanı) gibi sistemlerin tedariki öngörülüyor.

Şehirleri yok eden siyonist, Ukrayna’yı "inşa" edecek!
Şehirleri yok eden siyonist, Ukrayna’yı "inşa" edecek!
İçeriği Görüntüle

Bu sistemlerin özellikle Türkiye kıyılarına yakın adalar ile Batı Trakya'ya konuşlandırılmak istenmesi, Ankara tarafından "Lozan ve Paris Antlaşmalarının açık ihlali" olarak nitelendiriliyor. Sistemin temel amacının, Türk Hava Kuvvetleri'nin hareket alanını kısıtlamak ve Türkiye'nin yerli İHA/SİHA üstünlüğünü dengelemek olduğu belirtiliyor.

"Otonom Adalar" Doktrini ve Saldırı Yeteneği

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias'ın "Ege'yi kapatacağız" söylemiyle duyurduğu yeni savunma doktrini, adaları sadece birer savunma hattı olmaktan çıkarıp, saldırı yeteneğine sahip "otonom üsler" haline getirmeyi hedefliyor.

Aralık ayı başında netleşen planlamaya göre, adalara sabit radarlar yerine, vurulması daha güç olan mobil füze bataryaları yerleştiriliyor. Ancak asıl endişe yaratan gelişme, İsrail'den tedarik edilen 36 adet PULS (Precise and Universal Launching System) roketatar sistemi. Türkiye'nin kıyı şeridini ve iç kesimlerini vurma kapasitesine sahip bu sistemlerin adalara yerleştirilmesi, Yunanistan'ın "savunma" argümanını çürütüyor ve Ege'yi bir saldırı platformuna dönüştürüyor.

Tel Aviv'in Ankara'ya Karşı "Yunan Kartı"

İsrail'in, Gazze savaşı sonrası bölgede artan yalnızlığını Yunanistan üzerinden aşmaya çalıştığı gözlemleniyor. Türkiye'nin Filistin davasındaki kararlı tutumu ve İsrail'e yönelik ticaret kısıtlamaları sonrası Tel Aviv yönetimi, Yunanistan'ın silahlanma iştahını fırsata çevirdi.

Savunma sanayi kaynakları, İsrail'in "Combat Proven" (Savaşta Kanıtlanmış) etiketiyle pazarladığı ancak Gazze'de sivil katliamlarında kullanılan teknolojilerini Yunanistan'a satarak, Doğu Akdeniz'de Türkiye karşıtı bir eksen oluşturmayı amaçladığını vurguluyor. Yunanistan'ın ise İsrail lobisini kullanarak ABD Kongresi'ndeki silah alım süreçlerini (F-35 ve helikopter mühimmatları) hızlandırmayı hedeflediği belirtiliyor.

Ankara, adaların silahlandırılmasının egemenlik devri şartını ihlal ettiğini savunuyor. Türk Dışişleri kaynakları, Yunanistan'ın ABD yapımı "Switchblade" kamikaze dronları ve Hellfire füzeleriyle donattığı özel kuvvetlerini adalara yerleştirmesinin, iyi komşuluk ilişkilerine ve ittifak ruhuna aykırı olduğunu, bu durumun Türkiye'nin meşru müdafaa hakkı kapsamında ulusal güvenliğine doğrudan tehdit oluşturduğunu kaydediyor.