ABD’de neoliberal sistem artık sistemin aktörleri tarafından açıkça eleştiriliyor. Bankaların batmaya başladığı, enflasyonun yükseldiği ABD’nin yeni bir sisteme geçmesi, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından da dillendirildi. Brookings Enstitüsü'nde Amerikan ekonomik liderliğini yenileme konusunda yaptığı konuşmada Sullivan, değişen küresel ekonominin çalışan pek çok Amerikalıyı geride bıraktığını itiraf etti.
‘ÖZELLEŞTİRME AMAÇ HALİNE GELDİ’
Sullivan, savaş sonrası Amerikan projesine enerji veren kamu yatırımı vizyonunun zayıfladığının tespitini yaptı. Sullivan, “Sanayinin içi boşaltıldı. Vergi indirimi, kuralsızlaştırma, kamu yatırımı yerine özelleştirme ve ticaretin serbestleştirilmesi kendi başına amaç haline geldi.” ifadelerini kullandı.
Tüm politikaların temelinde tek bir varsayımın olduğunu belirten Sullivan bunun, “piyasaların sermayeyi her zaman verimli ve etkin bir şekilde tahsis edeceği” fikri olduğunu söyledi. Küresel mali kriz ve küresel bir salgının yarattığı şoklar bu hakim varsayımların sınırlarını ortaya koyduğunu vurgulayan Sullivan, “Aşırı basitleştirilmiş piyasa verimliliği adına, stratejik malların tüm tedarik zincirleri - bunları üreten endüstriler ve işlerle birlikte - denizaşırı ülkelere taşındı.” tespitini yaptı. ABD’li yetkili ayrıca derin ticaret liberalizasyonunun Amerika'nın iş ve kapasite değil mal ihraç etmesine yardımcı olacağı varsayımının da verilen ama tutulmayan bir söz olduğunun altını çizdi.
‘ÇİN SEKTÖRLERİNİ DESTEKLEDİ BİZ ÜRETİMİMİZİ KAYBETTİK’
Konuşmasında çokça Çin’e atıfta bulunan Sullivan, Çin’in kamucu anlayışına dikkat çekti. Pekin’in hem çelik gibi geleneksel sanayi sektörlerini hem de temiz enerji, dijital altyapı ve ileri biyoteknolojiler gibi geleceğin kilit sektörlerini büyük ölçekte sübvanse ettiğini söyleyen Sullivan, “Amerika sadece üretimi kaybetmedi; geleceği belirleyecek kritik teknolojilerdeki rekabet gücümüzü de erozyona uğrattık.” itirafında bulundu.
‘BAĞIMLILIKLARI GÖRMEZDEN GELDİK’
Sullivan, on yıllardır süren liberalleşme sürecinde oluşan ekonomik bağımlılıkları görmezden geldiklerini belirtti. Bunun da Avrupa'daki enerji belirsizliğinden tıbbi ekipman, yarı iletkenler ve kritik minerallerdeki tedarik zinciri açıklarına kadar gerçekten tehlikeli bir hale getirdiğini vurguladı. Sullivan, bu bağımlılıkların da ekonomik ya da jeopolitik kaldıraç olarak kullanılabilecek türden bağımlılıklar olduğunu söyledi.
ZENGİNLER ZENGİNLEŞTİ ORTA SINIF ZEMİN KAYBETTİ
Sullivan, hakim olan varsayımlardan, ticarete dayalı büyümenin kapsayıcı bir büyüme olacağı varsayımının da gerçekçi olmadığını itiraf etti. Ticaretten elde edilen kazanımların uluslar arasında geniş bir şekilde paylaşılacağı yönünde olan bu yaklaşımın gerçekte hiçbir çalışan insana kazanım getirmediğinin tespitini yaptı. “Zenginler her zamankinden daha iyi durumda iken Amerikan orta sınıfı zemin kaybetti.” değerlendirmesini yapan Sullivan, “Ve ileri teknoloji endüstriler metropollere taşınırken Amerikan imalat topluluklarının içi boşaldı.” dedi.
‘KAMU YATIRIMLARINI DEVREYE SOKMALIYIZ’
Sullivan bu krize çözüm olarak modern Amerikan sanayi stratejisiyle yeni bir temel atılmasının gerekliliğine dikkat çekti. Bu kapsamda da şu ifadeleri kullandı: “Bu strateji, ekonomik büyümenin temelini oluşturan, ulusal güvenlik açısından stratejik olan ve özel sektörün ulusal hırslarımızı güvence altına almak için gereken yatırımları tek başına yapamayacağı sektörlerde kamu yatırımlarını devreye sokmalı. Bu strateji, piyasanın yerini almak değil; ulusal refahımız için yaşamsal önem taşıyan sektörlere uzun vadeli yatırımlar yapmakla ilgilidir.”
‘GELENEKSEL MODEL YETERLİ DEĞİL’
Sullivan’ın konuşmasının sonunda, saydığı girişimlerin, bazıları tarafından geleneksel olmayan yöntemler olarak değerlendirildiğini belirtti. Meselenin de tam bu olduğunu belirten Sullivan, “Bugün çözmeye çalıştığımız sorunlar için geleneksel model yeterli değil.” tespitinde bulunuyor. “Sonradan yapılan politika yamaları ve belirsiz yeniden dağıtım vaatleri döneminin sona erdiğinin” altını çizen Sullivan “Yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var.” dedi.