(Chris Hedges, Pulitzer ödüllü bir gazeteci ve yazardır. 20 yıl boyunca The New York Times'da dış muhabir ve Ortadoğu Büro Şefi olarak görev yapmıştır. Irak Savaşı'nı alenen kınadığı için gazeteden ayrılmak zorunda kalmıştır. Kendisi, ABD'nin "tersine dönmüş totalitarizm" olarak adlandırdığı sistemin önde gelen eleştirmenlerindendir.)

Amerika Birleşik Devletleri artık bir cumhuriyet ya da demokrasi değildir. Yavaş çekimde gerçekleşen bir "kurumsal darbe" ile ele geçirilmiş, kendi anayasasını ve hukuk devleti ilkesini imha etmiş bir devlettir. Bugün ABD, her iki siyasi partinin (Demokratlar ve Cumhuriyetçiler) de aynı oligarşik efendilere, yani askeri-endüstriyel komplekse, Wall Street'e, Silikon Vadisi'ne ve büyük şirketlere hizmet ettiği, tek partili bir devlettir.

Bu çöküş, tesadüfi değildir. Bu, onlarca yıldır süren bir imparatorluk projesinin kaçınılmaz sonudur. İmparatorluklar, kendilerini ayakta tutmak için daima "düşmanlara" ve "savaşlara" ihtiyaç duyar. ABD imparatorluğu da istisna değildir.

1. "Kalıcı Savaş"ın Hastalıklı Mantığı

ABD siyasetini yönlendiren ana güç, Washington'daki seçilmiş siyasetçiler değil, "Kalıcı Savaş Devleti"dir. Pentagon, CIA, NSA ve onlara silah satan devasa müteahhitler (Lockheed Martin, Raytheon), bütçeden her yıl trilyon dolara yakın pay alır. Bu devasa makinenin hayatta kalması için, savaşın sürekli devam etmesi gerekir.

Ukrayna'daki vekalet savaşı (proxy war) bu mantığın mükemmel bir örneğidir. Amaç asla Ukrayna'nın "zaferi" ya da "özgürlüğü" olmadı. Amaç, Rusya'yı kanatmak ve daha da önemlisi, on milyarlarca dolarlık eski silah stoklarını eritip, yeni ve daha pahalı silah sistemleri için siparişler açmaktı. Savaş, onlar için bir iş modelidir.

Aynı durum Ortadoğu için de geçerlidir. İsrail'e sağlanan koşulsuz askeri ve diplomatik destek, ahlaki bir duruştan değil, Siyonist varlığın ABD'nin bölgedeki "batmaz uçak gemisi" olma işlevinden kaynaklanır. Gazze'deki soykırıma verilen onay, imparatorluğun kendi hegemonyasını sürdürmek için insanlığa dair her türlü ilkeyi nasıl çiğneyebileceğinin kanıtıdır.

2. İçerideki Çöküş: "Kurban Edilmiş Bölgeler"

Bir imparatorluk, dışarıda yürüttüğü acımasız savaşları, eninde sonunda kendi içine de taşır. ABD, kendi vatandaşlarına karşı bir iç savaş yürütmektedir.

Ülkenin dört bir yanındaki eski sanayi şehirleri ("Pas Kuşağı" - Rust Belt), büyük şirketler işlerini daha ucuz ülkelere taşıdığı için birer harabeye dönmüştür. Bu "kurban edilmiş bölgelerde" yaşayan milyonlarca Amerikalı, iyi ücretli işlerden, sağlık hizmetinden ve gelecek umudundan mahrum bırakılmıştır.

Bu kitlesel çaresizlik, "umutsuzluk ölümleri" (deaths of despair) dediğimiz bir salgına yol açmıştır: Aşırı dozda uyuşturucu, alkolizm ve intihar oranları tarihi zirvelerdedir. Altyapı (köprüler, yollar, su sistemleri) çürümektedir. İmparatorluk, trilyonlarını denizaşırı maceralara harcarken, kendi evi içeriden yanmaktadır.

3. Propaganda Aygıtı: Medya ve Rıza İmalatı

Bu soygun ve savaş düzeni, ancak kitlesel bir propaganda aygıtıyla sürdürülebilir. ABD'de ana akım medya (New York Times, Washington Post, CNN, Fox News) bağımsız bir "dördüncü kuvvet" değil, iktidar seçkinlerinin propaganda koludur.

Aile politikası ancak anneyi yeniden inşa ederek güçlenir
Aile politikası ancak anneyi yeniden inşa ederek güçlenir
İçeriği Görüntüle

Onların görevi, kalıcı savaş devleti için "rızâ imal etmek"tir. Tıpkı Irak işgali öncesi "Kitle İmha Silahları" yalanını yaydıkları gibi, bugün de Ukrayna'da "demokrasiyi savundukları" yalanını veya Gazze'deki vahşetin bir "terörle mücadele" operasyonu olduğu yalanını yaymaktadırlar.

Bu medya, aynı zamanda halkı bölmekle görevlidir. Gerçekte efendileri aynı olan Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, medya aracılığıyla sahte "kültür savaşları" (siyah-beyaz, liberal-muhafazakar, aşı karşıtı/yanlısı) yaratarak halkın dikkatini gerçek ekonomik ve siyasi soygun düzeninden uzak tutarlar. Gerçekleri söylemeye cüret eden (Julian Assange gibi) gazeteciler ise, herkesin ibret alması için acımasızca cezalandırılır.

4. Liberal Sınıfın İhaneti

Bu çöküşteki en büyük suç ortağı, Amerikan "liberal sınıfı"dır (eğitimli, şehirli, "ilerici" olduğunu iddia eden kesim). Bu sınıf, ahlaki üstünlük taslarken, emperyalist savaş makinesinin en büyük savunucusu haline gelmiştir. Rusya'ya karşı yürütülen savaşı veya Çin'e karşı tırmanan provokasyonları "insan hakları" ve "demokrasi" gibi sahte bayraklar altında pazarlayanlar onlardır.

Kendi konforlarını ve ayrıcalıklarını korumak için, savaş çığırtkanlığı yapan neo-con'larla (yeni-muhafazakarlar) ittifak kurmuşlardır. Savaşın bedelini ödeyen kendi çocukları değil, "kurban edilmiş bölgelerdeki" yoksul ailelerin çocuklarıdır.

Sonuç: Kaçınılmaz Son

ABD imparatorluğu ölüyor. Mali olarak iflas etmiştir; trilyonlarca dolarlık borcu ve basılan karşılıksız paralarla ayakta durmaktadır. Askeri olarak aşırı genişlemiştir; Afganistan ve Irak'taki yenilgiler ve Ukrayna'daki stratejik fiyasko bunu kanıtlamıştır. Ahlaki olarak iflas etmiştir; Gazze'deki soykırıma verdiği destek, Batı "medeniyetinin" tüm ahlaki iddialarını çürütmüştür.

Bütün ölmekte olan imparatorluklar gibi, ABD de son aşamasında giderek daha pervasız, daha baskıcı ve daha şiddetli hale gelecektir. Ancak dünyanın geri kalanı (Çin, Rusya, İran ve BRICS'in başını çektiği "Küresel Güney") bu hegemonyaya artık boyun eğmemektedir.

Tanık olduğumuz şey, tek kutuplu dünya düzeninin acı verici ama kaçınılmaz çöküşüdür.

Çeviri/Derleme: Barandergisi.net