Türkiye’de İslâm’a veya İslâmî değerlere dair en küçük bir mesele gündeme geldiğinde, Kemalist–seküler–laik çevreler adeta bütün azgınlıklarını açığa vuruyor. Bu kesimler, dinî meseleleri tartışırken yalnızca kurumları değil, doğrudan Kur’an ayetlerini hedef alıyor.Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan hutbeler üzerinden yürütülen tartışmalarda da aynı tablo ortaya çıktı. CHP’li siyasetçiler, bazı barolar ve DEM Parti çevreleri, İslam’ın açık hükümlerini “laikliğe aykırı” bulduklarını öne sürerek saldırılarını yoğunlaştırdı. Onlara göre İslâmî değerler değil, laik değerler toplumun temel ölçüsü olmalı. Bu dayatma, uzun süredir Türkiye’de seküler kesimlerin zihniyetini yansıtan tipik bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor.
Tahiroğlu: “Kur’an hükümleri tartışılamaz”
Ahmet Tahiroğlu, söz konusu saldırılara net bir cevap verdi. Kur’an’ın hükümlerinin ilahî emirler olduğunu ve hiçbir gücün bunları tartışma, değiştirme veya kendi ideolojik bakış açısına göre yeniden yorumlama hakkına sahip olmadığını belirtti.
Tahiroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Kur’an-ı Kerim’in hükümleri ilahidir, tartışmaya kapalıdır. Hiçbir siyasi parti, hiçbir ideoloji ve hiçbir beşerî düzen, Rabb'imizin kelamını sorgulama ya da değiştirme hakkına sahip değildir.”
Tahiroğlu’na göre mesele, Diyanet’in hazırladığı hutbeler değil; esas mesele, laikliğin İslâm’ın hükümlerini bastırmak için bir araç hâline getirilmesi.
“Sorgulanması gereken laikliktir”
Hutbelerin laikliğe aykırı olduğu yönündeki vakalara karşılık veren Tahiroğlu, asıl sorgulanması gerekenin İslâm değil, laiklik olduğunu vurguladı:
“Eğer Cuma hutbeleri laikliğe aykırı görülüyorsa, çözüm Kur’an’ın hükümlerini değiştirmek değildir; çözüm laikliği sorgulamaktır. Bizim ölçümüz Rabb'imizin emirleri ve bu milletin asırlardır koruduğu imândır.”
“Kur’an’ın nurunu söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecek”
Tahiroğlu, açıklamasının sonunda Müslümanların imânına ve mukaddes değerlerine yöneltilen bu tür saldırıların sonuçsuz kalacağını belirterek şu sözleri sarf etti:
“Kur’an’ın nurunu söndürmeye ne sizin ne de hiçbir gücün nefesi yetmeyecek. Bu millet dinine, değerlerine ve mukaddesatına sahip çıkmaya devam edecektir.”
Kaynak: YeniAkit





