Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, LGBT sapkınlığına dikkat çekerek, Türkiye'nin bu sapkınlıkla mücadelenin bayraktarlarından biri olacağını belirtip, "Erkek ile kadın arasındaki çizgiyi kaldırmak bizi çağdaş yapmaz, küreselcilerin oyuncağı yapar." ifadelerinde bulundu.

Erdoğan, kadınların küresel projeler tarafından en fazla hedef alındığını, cinsiyetsizleştirme adı altında erkeklerin de bu sürece dahil edildiğini belirtti. Çocuk istismarını meşrulaştıran bu yaklaşımlara Batı’da karşı çıkmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, “Milletimizi bu cinnetten uzak tutmalıyız. Türkiye, bu sapkınlıkla mücadelenin öncülerinden biri olmaya devam edecek.” ifadeleriyle toplumu ifsad eden akımlarla mücadele çağrısı yaptı.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evlilik sayıları düşerken boşanma sayıları artıyor. Bu tür akımlara yol veren ülkeler tehlikeyi gördükleri için tedbir almaya başladı. Evlatlarımızın doğumundan, evliliğine kadar hayatlarının her safhasında desteklerimiz ile yanlarında olacağız. Çocuklarımızın zihin ve beden sağlığı için tavizsiz mücadele yürüteceğiz. Aile kurumu için yeni politikaları devreye alacağız.” ifadelerine yer verdi.

Aile düşmanı teşkilatlarla mı aileyi inşa edeceksiniz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan aile birliğinin bozulduğunu dile getiriyor ancak aynı zamanda bu bozulmanın sebeplerinden biri olan kadın teşkilatlarını övüyor ve destekliyor. Başta KADEM olmak üzere birçok kadın teşkilatının, aile yapısını zayıflatmaya yönelik programlandığı, toplumsal cinsiyet çalışmaları yaptığı ve böylelikle erkek ve kadının toplumsal rollerini tamamen değiştirmeye çalıştığı görülüyor. Kadını evinden çıkarıp kariyer yapmaya teşvik eden bu yapılar varlığını sürdürdükçe, aile bütünlüğü nasıl korunabilir? Aile nasıl muhafaza edilebilir?

Kadınların aile içindeki rolünü güçlendirmek yerine iş hayatına yönlendirilmesi, toplumun doğal dengesini bozuyor ve aile yapısını yıpratıyor. Bu tür politikalar milli ve manevi değerlerimize tamamen ters düşüyor.

Starbucks CEO’su boykotun etkisini kabul etti Starbucks CEO’su boykotun etkisini kabul etti

Evli ve çocuk sahibi olmayan bakanların bulunduğu bir yönetim anlayışı, aile değerleri konusunda topluma nasıl örnek olabilir?

Aile bütünlüğünü savunurken, yönetimde yer alan isimlerin bile aile değerlerinden fazlasıyla uzak durması büyük bir çelişki oluşturuyor. Topluma rehberlik etmesi beklenen yöneticilerin, bu değerlere sahip olmaması inandırıcılığı zedeliyor.

Özlem Zengin gibi isimlerin eliyle sürdürülen hükümet politikaları, toplumsal ve ahlaki söylemlerle örtüşmüyor.

Hükümetin tutarsız politikalarından vazgeçmesi ve gerçekten aileyi korumaya yönelik adımlar atması beklenirken, aile düşmanı akımlara destek veren teşkilatlar ve politikalar kaldırılmadan veya düzenlenmeden, aile yapısının korunmasının mümkün olmadığı görülüyor.

Baran Dergisi