Libya’nın devrik Devlet Başkanı Muammer Kaddafi’nin destekçileri, Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) aracılığıyla Libya’daki siyasi arenaya dönüyor. Kaddafi destekçileri, son on yılda Libya devletinde üst düzey görevlerden neredeyse tamamen uzak tutulurken Dibeybe hükümetinin 26 bakanlık ve altı devlet bakanlığından oluşan kadrosu aracılığıyla geri dönüş yolu buldular.

Dibeybe, eski Kaddafi rejim yanlılarına hükümetinde yer vermedi ancak siyasi hayata dönmeleri için kapıyı açtı. Kaddafi kadroları yıllardır tartışılan ve 2013 yılında ‘siyasi izolasyon yasası’ adı verilen bir yasa ile devlette görev yapmaktan men edilmişlerdi. Gözlemciler, bu yasanın onaylanmasını takip eden yıllarda Libya krizinin oluşmasına katkıda bulunan nedenlerin başında saydılar.

Dibeybe’nin siyasi anlaşmanın hükümlerinin uygulanması ve Kaddafi dönemi bayrağına yapılan atıfla “Yeşil” kesimin temsil edilmesi için seçtiği isimler, önceki rejimin önde gelen liderleri ve üst düzey yetkililerini kapsamıyor. Sadece o dönemin devlet idaresinin ikinci kademesinden bazı teknokratları içeriyor.

Dibeybe

‘Yeşil Akımın’ Dönüşü

Libya Başbakanı, devrik Cemahiriye rejiminin destekçileri, onunla çalışanlar ve eski rejim döneminde lider pozisyonda bulunanların bulunduğu akıma iki bakanlık tahsis etti. Hükümette yer alan bazı bakanların siyasi arka planının net olmamasıyla birlikte Dibeybe, bakanlıkları Yeşil Akım da dahil olmak üzere Libya’daki tüm partiler arasında paylaştırmayı seçti.

Kaddafi'nin destekçilerinin yeni hükümette yeterli bir şekilde temsil edilmemesine rağmen, siyasi hayata dönüşleri yıllarca maruz kaldıkları sistematik dışlanmanın ardından büyük bir adım olarak görüldü. Bu durum, Dibeybe hükümetine yüklenen ana misyonlardan biri olan ülkedeki ulusal uzlaşma projesinin başarısına dair umutları arttırdı.

Birleşmiş Milletler (BM) misyonu, Kaddafi'nin destekçileri de dahil olmak üzere tüm siyasi, bölgesel ve kültürel yelpazenin dengeli temsilini sağlayacak bir ulusal birlik hükümeti kurmaları için Libya siyasi diyaloğundaki yönetici pozisyonu adaylarına bir şart koymuştu.

UBH Başbakanı Dibeybe, Sirte’de hükümeti hakkındaki güven oylaması için birkaç gün önce gerçekleştirilen parlamento oturumunun aralarında düzenlediği bir basın toplantısında “Eski rejimin destekçileri ulusal birlik hükümetine girmekten muaf tutulamazlar ve Libya'daki diğer akımlar gibi onlar da orada temsil edilecekler” dedi.

Eski Muhafızlara İki Bakanlık

Dibeybe’nin listesinde önceki rejimle çalışan teknokrat isimlerden en önemlisi İçişleri Bakanı olarak atanan Halid et-Ticani oldu. Ticani devrik rejimin tanınmış güvenlik yetkililerinden biri idi. Halid Ticani o dönemde devlet güvenlik hizmetleriyle ilgili çeşitli görevlerde bulunmuştu.

Güvenoyu alan Dibeybe hükümetindeki ikinci isme gelince, birçok kaynağın Yarının Libya’sı projesinin öne çıkan yüzlerinden biri olarak nitelendirdiği yeni Çevre Bakanı İbrahim el-Münir oldu. Münir, 2011 yılındaki devrimden önce eski Devlet Başkanı’nın oğlu Seyfulislam Kaddafi tarafından babasına önerilmişti.

Dibeybe, Kaddafi rejimiyle yıllarca çalışan teknokratlardan hükümetinde yer almak üzere üçüncü bir isim daha önermişti. Bu isim, Dibeybe’nin parlamentoya ilk sunduğu ve reddedilen hükümet önerisinde Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirdiği ve şu an Bingazi Belediye Başkanı olan Sakar Bucivari idi. Ancak Libyalı kaynaklar, Parlamento Başkanı Akila Salih’in söz konusu göreve başka bir isim önermesinin ardından Bucivari’nin hükümet listesinden çıkarıldığını bildirdi.

İzole Yıllar

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre devrik Cemahiriye rejiminin destekçileri, 2013 yılının Mayıs ayında Genel Libya Ulusal Kongresi (önceki parlamento) tarafından kabul edilen ‘siyasi izolasyon yasası’ adı verilen yasanın onları siyasetten uzaklaştırmasından yıllar sonra siyasi çalışmaya geri döndüler. En az 10 yıldır Kaddafi döneminde sorumluluk ve görev üstlenenlerin, yeni Libya devletinin kurumlarında liderlik pozisyonlarında bulunmaları engelleniyor.

Söz konusu yasaya göre 1 Eylül 1969 - 23 Ekim 2011 tarihleri arasında siyasi, idari, askeri liderlik yapan, parti, güvenlik, istihbarat, medya, akademi alanlarında üst düzey görevlerde bulunan ayrıca eski rejimi destekleyen kurumlarda çalışanların yeni devlette önemli görevler üstlenmesi ve siyasi arenada bulunması yasaktı.

Bu yasa, Kaddafi rejimini medya ve diğerleri aracılığıyla alenen destekleyen veya 17 Şubat 2011 devriminde düşmanca bir tavır sergileyen herkesi içeriyordu.

Yasa yürürlüğe girdiği dönemde Libya'da bir sansasyon yarattı. Birçok kişi bu yasanın silah zoruyla dayatıldığını düşündü. ‘Libya'nın Şafağı’ (Fecr Libya) askeri operasyonunu gerçekleştiren silahlı kişiler, yasanın tartışıldığı salonun önüne iki yüz tabut (Ulusal Konferanstaki milletvekili sayısı) koyduklarında, milletvekillerini gömmekle tehdit ettiler.

Diğerleri, bunu Ulusal İttifak Güçleri Partisi Başkanı Mahmud Cibril'in önderliğindeki siyasi muhaliflerini dışlamak için o sırada parlamento çoğunluğuna sahip olan siyasal İslamcı hareket tarafından onaylanan haksız bir yasa olarak değerlendirdi. Bu durum, Cibril’in taraftarları ve Fecr Libya operasyonu destekçileri arasındaki Trablus çatışmalarının fitilini yaktı. Birçok görüş bunu Libya'daki bölünme kıvılcımını ateşleyen ilk sıcak çatışma olarak tanımlıyor.

Yasaya Yönelik Uluslararası Eleştiriler

BM, 2013 yılında çıkarılan siyasi izolasyon yasasını eleştirip yıllarca kalıcı olarak feshedilmesi için baskı yaptı. Yönettiği müzakereler sonucunda da iptal ettirmeyi başardı. Son olarak, yerel çatışmanın tarafları arasındaki Libya'daki Birleşmiş Milletler Misyonu UNSMIL, kapsamlı bir çözüm için siyasi anlaşmanın imzalanmasına ve ülkede yeni yürütme organlarının kurulmasına yol açtı.

Dönemin BM Libya Özel Temsilcisi Tarık Mitri, BM Güvenlik Konseyi üyelerine verdiği brifingde Libya Parlamentosu tarafından çıkarılan Siyasi İzolasyon Yasasını eleştirmişti. Uygulamanın zaten harap olmuş devlet kurumlarını daha da zayıflatmakla tehdit ettiğini belirten Mitri, “Tecrit kriterlerinin çoğunun keyfi, geniş kapsamlı ve belirsiz olduğunu düşünüyoruz. Çok sayıda bireyin medeni ve siyasi haklarının ihlal edilmesi muhtemeldir” değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi İzolasyondan Çıkış

Bir grup Kaddafi taraftarının, parlamentonun, bu eğilime sadık şahsiyetlerin herhangi bir siyasi ve parti faaliyetini gerçekleştirmesini yasaklayan yasayı iptal etmesinden sonra ‘kısmi çıkış’ ile başlayan zorunlu siyasi izolasyondan tamamen çıkarılması ve 2015 yılının Şubat ayında resmi pozisyon almalarını engelledi. Tobruk'ta bir oturumda çıkarılan genel af kanunu ile yasak ortadan kaldırıldı. Doğu'da Abdullah el-Seni başkanlığındaki Geçici Hükümeti bunu uygularken Batı'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) kararı görmezden geldi.