Piyasaları 'en çok endişelendiren' gelişme, Trump'ın ticaret ortaklarına “karşılıklı” vergiler getireceğini duyurması oldu. Bu hamle, küresel bir ticaret savaşının yeniden alevlenebileceği korkusunu tetikledi. Buna ek olarak, ABD'nin İran'a yönelik söylemleri ve Orta Doğu'daki askeri personel ailelerine bölgeden ayrılma izni vermesi gibi gelişmeler, yatırımcıların risk algısını artırarak dolardan çıkışları hızlandırdı.
Dolar üzerindeki baskıyı artıran bir diğer önemli faktör ise ekonomi cephesinden geldi. ABD'de açıklanan son enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalması, Fed'in faiz indirimlerine daha erken ve daha hızlı başlayacağı beklentisini güçlendirdi. Piyasalar bu yıl iki faiz indirimini tamamen fiyatlarken, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirim döngüsünü sonlandırabileceğine işaret etmesi, euroyu dolar karşısında Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyesine taşıdı.
Analistlere göre, dolardaki zayıflık sadece anlık politikalardan kaynaklanmıyor. ABD'nin, Avustralya ve İngiltere ile imzaladığı AUKUS savunma paktını gözden geçirdiğine dair haberler, ülkenin geleneksel müttefikleriyle ilişkilerinin zayıfladığına ve bunun da ABD'ye yönelik sermaye akışını azalttığına işaret ediyor.
Bu yıl toplamda %10'a yakın değer kaybeden dolar için bazı ekonomistler düşüşün henüz bitmediğini öngörüyor. "ABD istisnacılığı" kavramının zemin kaybetmesiyle ülkenin risk priminin yükseldiği ve bunun da dolar üzerinde kalıcı bir baskı oluşturduğu vurgulanıyor.