336. sayımız ve dünyadan Türkiye’den haberlerimiz, yorumlarımız ve yazılarımız ile tekrar birlikteyiz.
Mâlumunuz olduğu üzere yaklaşık yirmi beş gün önce Gezi Parkı vesilesiyle hâdiseler meydana geldi. Bu hâdiseler etrafında iç ve dış basında sosyal medyada, televizyon ve gazetelerde birçok şey söylendi. Gezi Parkı hâdiselerinin en başında da söylediğimiz gibi “Bu Kavga Hayat Tarzları Kavgasıdır.” Elbette fikrimiz gereği hakkını ve hukukunu arayan her insanın yanında olmak boynumuzun borcudur; ama daha hâdiselerin en başında dergimizde söylediğimiz gibi, İngiliz, Amerikan mahreçli kuvvetlerin dolduruşuna da gelinemeyeceğini bilmek ve Anadolu insanının ruh kökünde hissettiğinin yanında olmak da boynumuzun borcudur. Kurum, kuruluş ve şahısların değil insanımızın ve inancımızın kavgasının yanında olmak…
Türkiye’deki hâdiselerden sonra yayın kurulumuzda Brezilya ve Hindistan’ın da karışacağının ihtimaline dair notlar tutmuştuk; Türkiye’nin ardından Brezilya’da tahminimiz üzre karışıklıklar oldu. Muhtemelen önümüzdeki haftalarda Hindistan’da da buna benzer hadiselerin gerçekleşeceğini düşünüyoruz Allahu alem… Bu öngörülerimizin ana temelini bu üç ülkenin de gelişmekte olan ülkeler statüsünde olmaları oluşturuyor.
Bu hafta kapağımızda yine bu hâdiselerin gelişiminden mülhem alarak “3 bin aile bertaraf edilmedikçe Müslüman Anadolu insanı Kemalizm’den kurtulamaz!” diyoruz; 1 milyonu aşkın Müslüman Anadolu evladının AKP’ye gösterdiği teveccüh, onda vehmettiği İslama, kendi kökündeki Müslümanlık mayasına gösterdiği teveccühtür. Milyonların isteği şunlardır:
Ayasofya’yı aç…
Türbanı tamamen serbest bırak…
28 Şubat’ın bütün neticelerini ortadan kaldır…
Yargı dâhil, askeri ve sivil bürokraside bu “3000 aile”nin tüm uzantılarını temizle…
Ve ayrıca, Kazlıçeşme mitinginde halk tarafından açılan “Salih Mirzabeyoğlu’nada Özgürlük” pankartı da hükümete çok şeyi söylüyor bizce.
Kapağımızla alakalı yazıyı Ömer Emre Akcebe kaleme aldı. Yazısının başlığı “3000 aile”… Ömer Emre Akcebe “Biz, Aktüalite, Geçmiş, Konjoktür, Mutlak Çözüm Adımları” başlıkları altında “Devlet-i Aliye’nin son yıllarında palazlanmaya başlayan ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte Anadolu’nun asli sahiplerini köle, kâfire peşkeş çektikleri varlıklarını da efendi(!) addeden sermaye, çıkar ve mezhep zümrelerince 200 yıldır sahnelenen bir oyundur esasında Gezi Parkı” diyor.
Kâzım Albay bu hafta yazısında AKP’nin İslamcılığına dair görüşlerini dile getirdi. Bu yazıyı da kapak mevzumuz ile alakalı okuyabilirsiniz. Yazısının başlığı “AKP’nin İslamcılığına Dair”.
Bildiğiniz üzere geçen hafta Atatürk Olimpiyat Stadında “Türkçe Olimpiyatları” düzenlendi. Bu mevzu hakkında da kısa da olsa iki kelâm etmek istiyoruz. Türkiye’de “Ilıman İslam” propagandasını yaymak ve zihniyetini yerleştirmekle görevli “camia”nın bu memleket hakkında bu memleketin meselelerine dair hiçbir fikrinin olmaması, İslam âleminin ve Müslümanların birçok problemi ortada dururken dünyanın dört bir tarafıdan çocukları getirerek onlara Türkçe şarkı söyletmenin nasıl bir pratik faydası olabilir? Bu camia, dünyanın dört bir yanındaki, İslam âlemindeki ilim adamlarını, profesörleri, yazarları, yetkin kimseleri bir araya getirip Müslümanların problemlerine dair çözüm üretip, bu çözümler esnasında gençlerin buna dâhil olması gibi organizasyonlara imza atamayacak kadar kapasitesizdir. Velev ki kapasitesi olduğunu farz edelim böyle bir niyet gütmez ve bu türlü işlerin üstünü örterken elin Afrikalı’sına Türkçe şarkı söyleterek göbek attırmayı marifet diye satar. Hadi bunu böyle sattı diyelim, buna bakıp da “hizmet ediyorlar efendim ne güzel işte” diyenleri de Allah ıslah etsin. Geleceğin tarihi bu tür işleri ve bu türlü insanları çağlarının en ahmak insanları diye not edecektir.
Faruk Hanedar bu hafta “Darbeler Yurdu” başlığı altında geçmişten bu güne bir çizgi çekerek “1838’den bu güne yabancı menşeili oligarşik yapının hemen hemen her iktisadi, siyasi ve içtimai vakada müdahil olduğundan” bahsediyor.
Bu hafta Suriye Ulusal Koalisyon’u temsilcilerinden Ziyad Hasan bey ile Suriye hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. Fatih Turplu ve Faruk Hanedar’ın gerçekleştirdiği bu söyleşide Suriye’deki olaylardan Türkiye’nin tavrına, Suriye’deki gruplardan Türkiye’de ki Gezi Parkı hâdiselerine kadar birçok mevzuyu konuştuk. Gündeme dair alaka çekici bir söyleşi gerçekleştirdiğimize inanıyoruz.
Anadolu Ahde Vefa Derneği başkanı Tayyar Tercan’ın Fas’ta yayın yapan El Vatan gazetesine verdiği Gezi Parkı Hâdiseleriyle alakalı demeci, Yakup Köse’nin Milat gazetesinde kaleme aldığı Gezi Parkına dışarıdan baktım başlıklı yazısını da dergimiz muhtevasında bulacaksınız.
Yazarımız Sezai Dilbilen “Şeriat Olmadan Asla” başlıklı yazısıyla, Reha Suvari “ Türkiye’de Zihin Kontrol Mağdurları: Ertuğrul Taşdemir” başlıklı yazısıyla ve Metin Acıpayam ise “ Harf Devrimleri Üzerine Aydınlar Konuşuyor: İbrahim Hakkı Konyalı” başlıklı yazısıyla dergimizdeler…
İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun kaleme aldığı ve her hafta dergimizde teflika edilen “Ölüm Odası B-Yedi”nin bu haftaki alt başlığı “Kastalani ve Ledünniye” …
Gündeme dair haberlerimiz, haber yorumlarımız ve diğer içeriğimizle birlikte bu haftanın muhtevası söylediğimiz üzere. Haftaya tekrar görüşmek üzere Allah’a emanet olun…