Arif Ağa Camii’nin inşasına 1965 yılında başlanmış ve 1968 yılında yapımı tamamlanmıştır. Mimarı ve planlayıcısı Cevat Ülger’dir. 

Arif Ağa Camii’nin inşasına 1965 yılında başlanmış ve 1968 yılında yapımı tamamlanmıştır. Mimarı ve planlayıcısı Cevat Ülger’dir. 

Camiinin ana kubbesini, 3 küçük kubbe tamamlıyor. Ayrıca bu küçük kubbelerin yanında son cemaat mahfili girişi üzerinde üç kubbe daha vardır. Ana kubbesi kurşunla kaplıdır. Kubbe tasarımı diğer inşa ettiği camilere göre küçüktür. Statik dengeyi ve yapının genel mukavemetini büyük çaplı kubbeler ile sağlarken, Arif Ağa Camii’nde yardımcı üç küçük kubbe daha vardır. Bundan sonra inşa ettiği camii de bu sistemi kullanmamıştır.

Cevat Ülger camilerinin genel sistemi genişçe büyük bir kubbe, kubbeyi içerden destekleyen ince fil ayaklar üzerine oturtulmuş pandantifler ve yapının dengesine destek sağlayan kemerli ve açık, üstü tonoz kubbe ile örtülü ve örtüsü sütunlarla taşınan revaklar vardır.

Camii, kare planlı yapının üzerine oturtulmuştur. Ana kubbesi küçük olduğundan geçiş elemanı olarak pandantif yerine tromp kullanmıştır fakat burada çaprazlamasına kemer bulunmamaktadır. 

Camii tek minareli olup, tek şerefelidir. Şerefenin kenarı, taş oymacılığından yapılmış korkuluklar çevrilidir. Minare gövdesiyle şerefenin birleştiği kısım mukarnaslarla kaplanmıştır. 

Camii mihrabında mermer kullanılmıştır ve mukarnaslarla bezenmiştir. Mihrabın süslenmesinde alçıda kullanılmıştır. Diğer camilere göre derinliği az olan mukarnaslar kullanmıştır. Mukarnasların Cevat Ülger mimarisinde önemli bir yeri vardır.

Camii minberi ahşaptan yapılmıştır. Ahşapların üzerinde bakanları derin bir tefekküre sevk eden ahşap işçiliği vardır. 

Caminin ana malzemesi taş ve tuğladan oluşmaktadır. Yığma taş ile yapılan, depreme karşı sağlam, Türkiye’nin nadir camilerindendir.

Camii hariminin üç tarafında ahşapla, hanımların kullanması için bölüm oluşturulmuştur. Hanımların namaz kılma mahfili, revakları andırır biçimde planlanmış ve ahşap sütunlarla desteklenmiştir. 

Klasik dikdörtgen pencereler ile camiinin aydınlatılması sağlanmıştır. Vitrayları diğer inşa ettiği camilerde kullanmıştır. Cevat Ülger’in camileri kronolojik sırayla takip edilirse anlayış ve malzeme olarak daima geliştiği görülür. Kendini hiçbir zaman tekrara düşmez.

Son cemaat yeri, camii girişinin hemen önündedir ve üzerinde üç küçük kubbe bulunur.