Batıcı Laik Kemalist jakoben anlayış hala kamuda ve özel sektörün bir kısmında bütün iğrençliği ve barbarlığı ile devam ediyor. Yönlerini Batıya dönmüş fikir adına zenne tavırların dışına çıkamamış barbarlık tarihinin en iğrenç olayının bilfiil tatbikçisi olarak üç-beş kuruşluk maaş için “Allah’ın emri de ne oluyormuş, ondan büyük genelge var genelge” deyip haşa Allah meydan okuyan “kapı köpeği tipler” hala millete “dur başörtülü girmek yasak” diyebiliyor. Bu iğrenç tavıra ve yine bu aşağılamaya karşı ise “müslümanın bunu diyeni orada parçalaması gerekirken” başını eğip söylene söylene itaat ediyor. Ve açık söylüyoruz ki başörtüsü bir kadın problemi değildir. Aksine BAŞÖRTÜSÜ BİR ERKEK PROBLEMİDİR. ERKEKLER NAMUSLARINA İFFETLERİNE, ŞEREFLERİNE SAHİP ÇIKMALIDIR. BAŞÖRTÜSÜNE SALDIRANLAR KADININ İFFETİNE DEĞİL ASLINDA VE DİREKT MÜSLÜMAN ERKEĞİN İFFETİNE VE NAMUSUNA SALDIRMAKTADIR. Buna karşı duramayan erkeğin ne erkekliği kalır ne namusu.

Bir barbarlık misali İstanbul Barosundan; “İstanbul Barosu’nun Staj Eğitim Merkezi’ndeki başörtülü avukatlara uyguladığı yasakla ilgili soruşturma başlatıldı. Özel yetkili savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında mağdur başörtülü avukatlar tanık olarak ifade veriyor. Ayrımcılığa tabi tutulduklarını, derse ve tez sunumlarına giremediklerini belirten avukatlar, barodan şikâyetçi oldu.”(20.10.2012)

Bir başka barbarlık misali de kamudan; “Yıllarca yasakçı zihniyetin baskıları sonucu başörtülü oldukları gerekçesiyle okuma hakları ellerinden alınan öğrenciler, üniversitelerde sağlanan özgürlük ortamıyla rahatlarken, aynı yasak kamuda çalışan ve inançları gereği başlarını örten memurların başına dert olmaya devam ediyor. İlahiyat Fakültelerinden mezun olup Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ile Kur’an-ı Kerim ve Peygamberin Hayatı gibi derslere giren binlerce başörtülü öğretmen başörtüsü baskısıyla karşı karşıya. Öğretmenlere başları açtırılıyor. Öğrenciler ise öğretmenine Kur’an dersinde soruyor: “Hocam sizin başınız neden açık?”(16.10.2012, Akit)

Ve son barbarlık misali MEB’lere bağlı okullardan; Staja giden öğrencilerden, kamuda çalışan öğretmenler gibi genelgeyle belirlenmiş “kılık kıyafet yönetmeliğine” yani zorbalığa, yani despotluğa itaat etmesi isteniyor. Soyunmanın serbest zinanın serbest, 300 kişiyle yatmış ve bunu kitaplaştırmış bir fahişenin öğretmen olması ve eğitmen olarak okulda bulunması serbest ama bir Müslüman kadının başındaki örtüyle okulda bulunması yasak. Kim koymuş bu yasağı kim tatbik ediyor. O düşmanımızdır, isterse alnı secdeden aşınsın. Köpekleşmenin lüzumu yok deyip yasakçıyı defedeceksin.

Ve bütün bunlara en güzel cevap Almanya’dan. Hani içteki İslâm düşmanı köpekler kudursun diye, birkaç okunsun “Almanya'dan tarihi başörtüsü kararı. Berlin’de iş başvurusu yaptığı yerde başörtüsünü çıkarması istenen bir kadına tazminat ödenmesine karar verildi. Mahkeme, başörtüsünün bir aksesuar olmadığına hükmetti. Almanya'da bir dişçi, staj başvurusu yapan kadından çalışma saatleri sırasında başörtüsünü çıkarmasını isteyince olay mahkemeye taşındı. Talebi kabul etmeyen kadın, Berlin-Brandenburg Türk Toplumu adlı derneğin Ayrımcılıkla Mücadele Merkezi'ne başvurdu. Yapılan görüşme sonrası, dişçiye dava açılmasına karar verildi. MiGAZIN adlı internet sitesinde yer alan habere göre, kararda ayrıca şu ifadeler yer aldı: Başörtüsü, iş güvenliği, estetik, eşit muamele ya da kıyafet yönetmeliği çerçevesinde çıkarılması istenebilecek herhangi bir kıyafet ya da aksesuar değildir. Çevreye karşı kendi dindarlığını doğrudan ifade etmeye, dinin icrasına yönelik bir eylemdir. Başörtüsünün takılması davacının keyfiyetine bağlı değildir, inancının gereğidir."(18.10.2012)