İstanbul Ataşehir'de önceki akşam korkunç bir vahşet yaşandı. Sokakta yürüyen 28 yaşındaki mimar Başak Cengiz, hiç tanımadığı Can Göktuğ Boz tarafından samuray kılıcıyla katledildi. Yakalanan zanlı, "Birini öldürmek istedim" dedi.

Başak Cengiz'in cenazesi İstanbul'daki otopsi işlemlerinin ardından memleketi Ankara'ya getirildi. Yenimahalle İlçesindeki Yahyalar Merkez Camiine gelen genç kadının yakınları gözyaşı döktü.

Vefat eden Başak Cengiz'in Ankara'da ikamet ettiği, geçici görevle İstanbul'da bir inşaat firmasında görevlendirildiği bu olaya kurban gitmese görevini tamamlayıp cumartesi günü evine döneceği öğrenildi. Başak Cengiz'in her akşam servisle eve gittiği, ancak olay günü işleri olduğu için yürüyerek gitmeyi tercih ettiği belirlendi.

Evinden 15 kılıç ve bıçak çıktı

Polis güvenlik kameralarını kullanarak şüphelinin olayın meydana geldiği lüks sitenin içine doğru kaçtığını belirledi. Yapılan çalışmada lüks sitede tek başına oturduğu öğrenilen şüphelinin evine polis baskın yaptı. Yapılan baskında şüpheli Can Göktuğ Boz gözaltına alındı. Şüphelinin evinde yapılan aramada 15 kılıç ve bıçak ele geçirildi. Ele geçirilen kılıçlar arasında olayda kullanılan samuray kılıcının da bulunduğu öğrenildi.

Evinde anlamsız yazılara rastlandı

Polis evde yaptığı incelemede kağıtlar üzerine yazılarak, duvar ve pencerelere bantlanmış birçok yazı olduğunu gördü.

Yazılardan bazılarında "Karına bıçak sapla, Karına mermi at, Mermiden kaçarken çapraz koş. Biraz arkana bak." "Tartışma eden saldıran insanı öldür Göktuğ." "İstanbul Anadolu bölgesinde ölen yok. Saldırınca saldır yarısı katil bıçak." gibi yazdığı öğrenildi.

Annesi utanmadan avukatlığını yapıyor

Acımasızca bir insanı katleden hasta ruhlu vahşi bir yaratığın avukat olan annesi de oğlunun avukatlığını yapıyor. Savunmasını da akıl sağlığı yerinde değil diye yapan annenin de amacı oğlunu ceza almadan kurtarmaya çalışmak.

Sorunların başında hukuk geliyor

Türkiye’nin bir türlü çözüm üretemediği, kronikleşmiş problemlerle uğraştığı alanların başında hiç şüphesiz hukuk geliyor. Hukuk krizinin bu denli derinleşmiş olması ise son kertede memlekette esasında bir rejim problemi olduğuna işaret ediyor. Çürümüş Kemalist rejim dolayısıyla sokakta masum bir insanın canına kastediliyor ve karşılık olarak caninin annesi avukatlığını yapabiliyor. Ayrıca caninin cezası katlettiği şekilde öldürülmek iken, şimdi akıl sağlığı gibi bir savunma ile cezası düşürülmeye gidilecek.

Her şeyin müsebbibi Kemalist rejim

Defalarca tesbit ettiğimiz üzere, rejim, yaşanan tüm sorunların bizatihi müsebbibi olmasına rağmen, onun yerine bir yenisini ikâme edilebileceğini fikredebilecek kadar ufku olmayanlar ile bu düzenden nemalananlar eliyle ısrarla hayatta tutulmaya çalışılıyor. Neticesinde de her geçen gün bu rejimden kaynaklanan sosyal tahribat büyürken, yaşanması mukadder olan değişimin maddî manevî maliyeti de artıyor. Bu kokuşmuş rejim her geçen gün hasta ruhlu yaratıklar üretmeye devam ediyor.