Analist Abdullah Çiftçi, küresel dengelerin yeniden kurulduğu bir süreçte Türkiye’nin bölgesel oyunun merkezine yerleştiğini söyledi. Çiftçi, Türkiye’nin konumunun artık sadece harita üzerinde bir yer değil, yeni düzenin düğüm noktası olduğunu ifade etti. “Bu coğrafya Türkiye’ye rol vermez, rol dayatır” sözleriyle Ankara’nın iradesinin belirleyici hâle geldiğini savundu.

Suriye'nin Türkiye açısından kritik ehemmiyeti

Çiftçi, Suriye’deki mücadelenin Türkiye’nin geleceğini en çok etkileyen başlık olduğunu vurgulayarak, “Bu sınır, sadece bir çizgi değil. Kim burada hakim olursa, bütün Doğu Akdeniz’in kontrolünü elinde tutar. Terör akışı, düzensiz göç, ekonomik kaçakçılık, hepsi buradan geliyor. Türkiye bu hattı ne kadar güvenli tutarsa, içeride o kadar nefes alır” dedi. Çiftçi’ye göre güvenlikte atılacak her adım, bütçe yükünü azaltacak ve yatırımcı güvenini artıracak: “Suriye hattı mühürlendiği gün, Türkiye’ye sermaye akışının yönü değişir. Çünkü para, güvenli yere gider.”

PKK/YPG'nin kaderi

PKK/YPG’nin geleceğinin de bu hatta belirleneceğini ifade eden Çiftçi, artık yalnızca iki seçeneğin kaldığını söyledi. Çiftçi, “Ya PKK/YPG masaya oturacak ve ABD yüzü kızarmadan çekilecek… Ya da masaya oturmayacak; Türkiye sahaya girip ne olacaksa kendisi yazacak” dedi. Bu nedenle ABD’nin son dönemde Ankara’ya sürekli “bekleyin” mesajı verdiğini aktaran Çiftçi, “Washington çekilirken yenilmiş görüntüsü vermek istemiyor” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın ise tam tersi bir motivasyonla hareket ettiğini belirten Çiftçi, Moskova’nın Türkiye’yi masaya çekmeye çalıştığını kaydetti. Çiftçi, “Rusya, Türkiye’nin askeri olarak girmesini istemiyor. Çünkü Türkiye girerse, PKK’nın varlığı fiilen son bulur ve Suriye dosyası kapanır. Moskova için kapanan dosya, Esad’ın geleceğinin de tartışmasız hâle gelmesi demektir. Bu nedenle masada anlaşma sağlanmasını, yani oyunun kendi kontrolünde bitmesini istiyor” dedi. “Son sözü söyleyecek olan tek ülke Türkiye’dir” diyen Çiftçi, Ankara’nın sahaya inmesi hâlinde tüm denklemin değişeceğini vurguladı.

Orta Asya ve Körfez arasında yükselen Türkiye

Türkiye’nin bugün sadece sınır savunması yapmadığını, aynı zamanda enerji ve ticaret düzeninin kilidine dönüştüğünü söyleyen Çiftçi, Orta Asya’nın hammadde gücü ile Körfez’in sermayesinin Türkiye’de kesiştiğine dikkat çekti. “Bu hat Türkiye üzerinde birleşiyor. Transit ülke değil, zorunlu merkez hâline geliyoruz. Bu, 21. yüzyılın ekonomik haritasını çizen şeydir” diye konuştu.

Çiftçi, özellikle Doğu Akdeniz ve Irak–Suriye enerji güzergâhlarının Türkiye’ye mecbur olduğunu belirterek, “Petrol ve doğal gaz çıkacaksa ya denize inecek ya Türkiye’ye. Başka yol yok. Bu yüzden bugün Türkiye’ye karşı oynanan tüm oyunların adresi güney sınırıdır” ifadelerini kullandı.

Küresel aktörlerin arenadan çekilmesi

Küresel aktörlerin pozisyon daralttığını belirten Çiftçi, “ABD kıtaya dönüyor, Avrupa üretimde tökezliyor, Rusya ve Çin içeride kendi sorunlarıyla boğuşuyor. Böyle bir tabloda herkes Türkiye’nin açacağı kapıya bakıyor. Türkiye artık kriz takip eden değil, karar veren taraftır” değerlendirmesinde bulundu.

"Ekonomik sancılar yerli ve güçlü bir altyapının hazırlığıdır"

Bugün yaşanan ekonomik sıkıntıları “dönüşümün bedeli” olarak yorumlayan Çiftçi, “Borçla büyüme dönemi kapandı. Şimdi coğrafyanın belirlediği ekonomi dönemine giriyoruz. Evet sancılı; ama bu sancı, yerli ve güçlü bir altyapının hazırlığıdır” dedi. Çiftçi’ye göre asıl kırılma, güvenlikte sağlanacak olan istikrardan gelecek: “Ekonomi artık kurla değil, sınırda alınan kararlarla şekilleniyor.”

Trump'ın Gazze planında çatlak: 'sabıkalı Tony' istenmiyor
Trump'ın Gazze planında çatlak: 'sabıkalı Tony' istenmiyor
İçeriği Görüntüle

Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat bulunduğunu söyleyen Çiftçi, cesaret gerektiğini de vurguladı:
“Dünya yeniden kuruluyor. Bu kez oyunu yazan kazanacak. Türkiye yüzyılı deniyorsa; o yüzyılın kapısı Suriye hattında açılır. Anahtar bizim elimizde — mesele onu çevirecek iradedir.”